Sivri Kalem müstear imzasıyla Son Saat gazetesinde çıkmış yazı:
“Bir vakittir, ismi lazım değil bir gazetemizde neşredilen “1900 Yılında İdi” başlıklı resimli roman, bazı mürekkepseverlerin gözlerini kamaştırmış, kimi nostalji tüccarlarının ellerini ovuşturmasına neden olmuştur. Oysa bu hikâyenin ne çizgisi sanatkârane, ne de kelâmı edebîdir. Salih Erimez’in kalemi ve fırçası, ne yazık ki tarihî zarafeti değil, kırtasiyecilikle karışık bir meyhane hafifliğini taklit etmektedir.
Her bir karede gözümüze sokulan fesli adamlar, karikatürize bir Osmanlı trajedisi sunarken, kadınlar sadece dudak, göğüs ve şehevi bir terbiyesizlikten ibaret bırakılmıştır. Anlaşılan o ki, Bay Erimez tarih anlatmaya değil, erkek tabiatını gıdıklamaya yeltenmektedir.
Üstelik bu ucuz romanın okurda bir “döneme tanıklık” hissi yaratmak gibi ulvî bir gayesi olduğunu iddia edenler var. Ne var ki boğaz sefası, harem entrikası, cariye dedikodusu ve fesli kurnazlıklarla dolu bu anlatı, olsa olsa bir resimli bir ucuzluktur.
Zuhur eden iş, ne sanat, ne hicivdir. Olsa olsa, bir zamanlar olduğu sanılan birtakım zavallılıkların fetbazca ve esnafça ambalajlanmasıdır.
Ve en nihayetinde, mesele şu soruda düğümlenir: Tarihi mi resmediyoruz, yoksa geçmişin basit heveslerini mi işporta da mı satıyoruz?
Erimez Bey’e tavsiyemiz şudur: Bir dahaki sefere kalemi mürekkebe değil, hakikate batırsın.”
![]() |
Salih Erimez’in hayali bir yanıtı da olmalı elbette. Erimez, bir hafta sonra, resimli tefrikasının neşredildiği gazetede “Mürekkep kurusa da” başlığıyla bir cevap veriyor.
….
Sivri Kalem müstear isimli bir köşe sahibinin “resimli ucuzluk” olarak tanımladığı “1900 Yılında İdi” için sarf ettiği sözcükler beni incitmedi. Kısa yazacağım. Evvela romanım tarihî değildir, çünkü tarih kitapları susar — ben ise konuşturmaya çalışırım. Benim çizgilerim güzel değildir, çünkü güzellik bakanın değil, çizilmekten korkanın derdi ve tasasıdır. Siz “kadınlar sadece dudaktan ibaret” demişsiniz ya… Ben o dudakların bir satır bile zikredemediği bir devri resmettim. Siz sözü sayarsınız; ben suskunluğu çizerim. Bir ricam olacak: Bir gün benim tefrikam olur a, gerçekten rezil olursa, ilk eleştiriyi yine sizden isterim. Ama lütfen o vakit daha yaratıcı olunuz. Ben buradayım, beklerim, sizin kininizi bilmem ama benim mürekkebim kurusa da kurumasa da çizmeye devam edeceğim.
![]() |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder