link
Pazar, Şubat 28, 2021
Anneaa
![]() |
Kırklı yıllardan bir kapak, kapakta çocuklarıyla bir anne. Derginin adıyla birlikte düşününce, e bu dergi, devletin bir yayını olunca, hayal edilenin bir Türk annesi olduğu anlaşılıyor. O niyetle resmedilmiş. Annemiz yaşları birbirine yakın iki çocuğunu maşallah neşe içinde omuzlarında taşıyor veya onların neşesiyle gücüne güç katılarak coşuyor.
Meraklısı için ilüstrasyonu Ferit Apa çizmiş, daha çok matbaacılıkla uğraşmış akıllı bir sanatçıydı, az ürettiği için üzülmemiz gerekenlerden.
Cumartesi, Şubat 27, 2021
Cemal Nadir'in Cenazesi
![]() |
Cuma, Şubat 26, 2021
İfşa ve skandal
![]() |
Perşembe, Şubat 25, 2021
Nizam
![]() |
Çarşamba, Şubat 24, 2021
Dünyayı kurtaran
![]() |
Salı, Şubat 23, 2021
Hammal
![]() |
Pazartesi, Şubat 22, 2021
Mahalle Kavgası
![]() |
Pazar, Şubat 21, 2021
Cumartesi, Şubat 20, 2021
Levendddd
![]() |
Cuma, Şubat 19, 2021
Bir kez Daha Uyandım
![]() |
Perşembe, Şubat 18, 2021
Aylaklık
![]() |
Çarşamba, Şubat 17, 2021
Deftere Yazmak
![]() |
Yakın arkadaşlarım dahi, niye bu hammallığı yaptığımı, neden vakit kaybettiğimi filan soruyorlar... Cevabım yok, ekran başında yazmayı sevemedim bir türlü. Mecbur kalıyor, yapıyorum elbet ama bir de bana sor, sevmiyorum.
Defter tutkunu olunca, tarz da yapıyorsunuz. İlla ki kareli defterlere yazıyorum, kalın çizgili olmayan, kenarları spiralli, kalın kapaklı şeyler olmalı...
Bir şeyi alırken en çok incelediğim şeyler defterlerdir. Uzun uzun bakar, tek tek incelerim. Yazıp çiziyor, seviyor diyerek, defter hediyesi getirir eş dost... Teşekkürler filan ediyorum ama her deftere yazamıyorum bir türlü... Çoğunu başkalarına hediye ediyorum gizlice.
Çizgili deftere, çizgisiz deftere, çizgileri kalın olanlara yazamıyorum... Hemen her yerde açıp bir şeyler karaladığım için spirali olmayan, katlanamayan, kapağı sert olmayan bir şeye de yazamıyorum... Uzun uzun incelemem ondan.
Biten defterleri atamıyorum, o daha da saçma... Hemen hepsinde notlar, bir şeyler için kullanamadığım karalamalar var. Yazım düzgündür ama benim dışımda birilerinin okuyup anlamasına imkân olmayan notlardan söz ediyorum. Bir gün bir şeye yarayacak diye... Çoğaldıkça çoğalıyor o biten defterler.
Tarz dedim ya... İllet olduğum şeylerden biri, sevdiğim ve alıştığım defterleri bulamamak... Bir defteri seviyor ve kullanıyorsunuz, o bitiyor, yenisini alacaksınız, aynısını bulamıyorsunuz. O sebeple sevdiğim defterlerden çok sayıda alıyorum, defter azalırken mutsuz oluyorum.
Salı, Şubat 16, 2021
Yumruk
![]() |
Pazartesi, Şubat 15, 2021
Karay
![]() |
Pazar, Şubat 14, 2021
Seyrüsefer Defteri 126
![]() |
![]() |
Cumartesi, Şubat 13, 2021
Tenten ve Keloğlan
Sinek ve kadın
![]() |
Cuma, Şubat 12, 2021
Sevdiğim bir kapak
Ergenlik kaosu
Fotoğrafa dikkat kesilince erkek erkeğe dans eden epeyce çift gördüm, üstelik uluorta, yokluk mu diyelim, arayış mı, normal mi... başka bir zaman mı, ürkeklik mi, nahoş mu, sakalet mi... aklıma yatan bir ifade bulamadım. Homoerotik diyen çıkacaktır, belki o gençler için sadece orada olmak dahi yetiyordur... Benim gördüğüm bir tane de kadın kadına dans eden var. Marazi bir gerginlik. Arzunun kıyılarında sandal sefası...Modernizmin şehre inişi... Pıyy
Galiba resme bakıp tam bir ergenlik kaosu diyeceğim. Kaosun çoğulu yok, gücünü buradan alıyor, o partide olmayanları dahi etkiliyor...
Perşembe, Şubat 11, 2021
Eller aya biz yaya
Çarşamba, Şubat 10, 2021
Finito
Salı, Şubat 09, 2021
Sevgi
![]() |
Pazartesi, Şubat 08, 2021
Dört yıl oldu
![]() |
Sahiden zulmedildi,
yazık edildi, utanan varsa eğer, baştan sona ayıp edildi.
Bu kadar insan geçen dört yılda neler yaşadılar, neyle geçindiler, hangi haleti ruhiye ile ayakta kaldılar…
Hangi vicdanla konuşulur bunlar bilemiyorum.
Herkes daha ilk günden haksızlık yapıldığının farkındaydı, ihraç edilen
herkesin görevine mutlaka geri döneceğini, maaşlarını faiziyle, toplu olarak
tüm haklarıyla birlikte geri alacağını biliyordu...
Tarih sayısız vesikayla doluydu, her türlü haksız ihracın nasıl sonuçlandığını
birer birer resmediyordu. Rahat olun diyorlardı.
Yine de yaptılar, aklı başında insanlar üniversitenin, lincin,
horgörünün, kavganın ve yok saymanın yeri olmadığını bilmiyor muydu? İnsanları
hasımlaştırarak bir yere varılamayacağını hiç mi düşünmüyorlardı dersiniz…
Hepsi falan
filan işte… Dört yıl geçti. Ateş düştüğü yeri yakıyor…
Bugün, tek bir dava yok haklarında, tek bir suçlama… yine de hakları iade
edilmiyor, dışarıda tutuluyorlar. Hukuk ve demokrasiden söz ediliyor ya arada… Hepimiz,
gevezelik edip birbirimizi kandırıyoruz.
Sadece son dört yılda kaç nitelikli akademisyen ve kalifiye insan yurt dışına çıktı, oralarda çalışmaya başladı sayan var mı?
Pazar, Şubat 07, 2021
Dış mihraklar
Bir Küfür Listesi
![]() |
Bu bölümde derlenmiş küfürleri sıralarsam... liste şöyle (alfabetik): Allak (dönek), Alık, Aşüfte, Avanak, Balkabağı, Batakçı, Budala, Cavlak, Çıfıt, Çüşdede, Dangalak, Dekbaz (Hileci), Enayi, Fodul, Güdük, Haylaz, Herif, Hımbıl, Hödük, İzbandut, Kahpe, Kaltak, Kancık, Kerata, Kınamsık (her şeyi kınayan), Kışmir, Kodoş, Kokoniça, Kokoroz (Çirkin), Köftehor, Marsık, Maskara, Melun, Mendebur, Merdut (kovulmuş), Mızıkçı, Moruk, Mürai, Nankör, Nobran, Ödlek, Paçavra, Postal, Sinsi, Soysuz, Sümsük, Sünepe, Şaşkın, Şaşkoloz, Tabansız, Teres, Ulan, Yabani, Yobaz, Yumurcak, Zartolos (çok osuran), Zevzek...
Bir iki not düşeyim, birincisi liste çok geniş değil, Ortaoyunu ve Karagöz oyunlarının epeyce gerisinde. İkincisi, iddiasına rağmen sahnede kullanılan küfürler cinsel uygunsuzluk vurgusundan azade değil... Yani küfrederken aşağılama temel amaç olduğu için, cinsel ilişkiyi bir zaaf, bir düşkünlük olarak görmek ve göstermek işin doğasında vardır. Postal mesela, kaba saba insanlara da denir, çok sayıda cinsel ilişkiye girmiş kadınlara da... Üçüncüsü, yine listeye bakıyorum da tiyatroda, hele (okullarda sahnelenen) piyeslerde küfür, uzunca yıllar, bir gerçekçilik "silahı" olarak görülmemiş, güldürmek niyetiyle işlevselleştirilmiş bir araç olmuş.
Cumartesi, Şubat 06, 2021
Bak sen şuna
![]() |
Meraklısı için link
Meğer, bakıyormuş, işine gelirse odaklanıyormuş şarkıya, hanendeye... Gülüyorum buna... Aynı adamın aralıklarla fotoğrafını bulmuş olmama da sahiden şaşırıyorum. Kader mi, mesaj mı, hayat mı diyelim onu da bilemiyorum.
Beyfendi saklamış, atmamış fotoğrafları... Para verip aldığı için mi kıyamamış, fotoğraf mı pahalıymış, ayrıca hatırası mı varmış insan merak etmiyor değil.
Cuma, Şubat 05, 2021
Boğaz Manzarası
![]() |
![]() |
Mizah dergilerinin asıl okurları ergenlikle "genç yetişkin" yaşları arasındaki erkeklerdir, yani 14 ile 24 diyelim, o ara... İş güç sahibi olunca dergiler bırakılır, hayata atılmak, aylaklığın sonudur. Ha, okurlardan genç erkekler dedim, işin içine aylaklığı da katmak gerek...Gezinen, keşfeden, arayan, yeni öğrenen...özetle büyüyen birileri.
Karikatürdeki genç kadını dikizleyen erkekler, bu karikatürün çizildiği tarihlerde pek de eleştirilmezdi, doğru ya da yanlış bulmak gibi bir ahlaki seçenekle düşünülmezdi. Kadın imkan tanımasa orada olmayacak gibilerdi. Saf, kıfayetsiz, çapsız ve meteliksizlerdi ama saldırgan değillerdi. Ya da bir "Karagöz" sempatisi gösteriliyordu diyelim. E kadın okur da yoktu veya kadınların ne hissettiği hiiç hesap edilmiyordu.
Sonra sonra maganda, zonta filan diye diye abazan gençler ve lümpenler aynı mizah dergilerinde "dövülmeye" başlandı. Aylaklıktan dahi korkulur oldu, insanlar evlerine sığındılar, sokak özgürleşmenin değil tehlikenin membaı oldu. Karagöz filan değil de bildiğin tehlikeydi o insanlar... Doksanlara gelmiştik.
Not: Argo bahsinde bir not düşeyim, yetmişli yıllarda, manzara değil de, "sinema seyrediyorum" denirdi. Seyir halini, sinema bütünüyle fethetmişti artık.
Perşembe, Şubat 04, 2021
Yaşar
![]() |
Çarşamba, Şubat 03, 2021
Taçlı Fahişeler
![]() |
Taçlı Fahişeler, ismen dikkat çekici, bugün için nahoş ve siyaseten doğru olmasa da döneminin erkek aklı ve gazeteciliği açısından bir sorun (veya ayıp) olarak görülmemiş. Reşat Ekrem'in kadınları hakir gören mi demeli, hafifseyen mi bilemiyorum, bu hususta kendini sakınmayan iştahlı bir dili vardır. Hele iş yabancı kadınlara gelince daha da pervasızlaşır, yani Taçlı Fahişeler derken monarşiye, aristokrasiye bir husumet duymuş sanmayın...
Salı, Şubat 02, 2021
Baksınlar
![]() |
Üniversite ne öğretir insana... Tabii ki tek cevabı yok bunun.... Bir ruh olarak, farklılığı ve farkındalığı anlatır, yol arkadaşlığı eder size... Eleştiriyi, dünyaya farklı bakmayı “öğreten”, birarada yaşamayı gözeten, dünyada tek siyaset ve tek doğru olmadığını anlatmaya çalışan bir ruhtan söz ediyorum. Peh diyebilirsiniz, hiç öyle değil, liseden farkı yok, nerde yaşıyorsun şu bu… Yanlış olması, eksik olması veya hiç olmaması o ruhun, o esasın olmadığını ve olamayacağını göstermez.
Bir sınıfa girersiniz, sınıfta Kürt de vardır, Kürt düşmanı da, Alevi de vardır, Alevi nefreti de, Müslüman da vardır, Müslüman olmayan da. Taşralı da vardır, hiç büyük şehirden çıkmamış da. Hep beraber, hukuk, izan, vicdan, demokrasi, özgürlük, otorite, baskı, etik ve çoğulculuk tartışırsınız. Tarih, yanlış yapan sayısız bürokrat ve siyasetçiyle doludur, en çok orada ve o yaşta öğrenirsiniz. Sebepler, kırılmalar, yakınlıklar ve uzaklıklarla ilk kez orada yüzleşirsiniz.
Hitler nasılgüzelgelmişti Almanlara ... dersiniz mesela… Hayret edersiniz. Şaşırırsınız, irkilirsiniz. Zaman uzar kısalır, hayat büyür küçülür. Bağıranların ne niyetle bağırdıklarını anladığımız yerdir üniversite… Vatan, millet, demokrasi, hürriyet derken nasıl da dayak atıldığına şahit olursunuz…
Şu hayatta, hemen hiçbir yerde kurulmayan eşitliğin, inanın romantize etmiyorum, kurulabileceği tek yer üniversitedir, imkandır.
O eşitlik içinde, o öğrenciler isyan ederek olgunlaşırlar, beğenmeyerek eleştirerek… hiç de öyle değil diyerek… farkına vararak, farkında olarak… o zaman dünyaya yaklaşılır, o zaman o öğrencilerin hocaları “genç” kalırlar.
Yukarıda imkandır dedim, ihtiyaçtır, lazımdır… Aşağıya da yukarıya da bakacaklar, elzemdir, yeter ki baksınlar…
Hayal kurmadan hikayeniz olmuyor.
Not: Yazıyı bitirince tekrar okudum, iyimser ve "ılımlı" oldu be, o dangoz faşist de seni çok anlardı hissine kapıldım, oysa "ilke" konuşuyorum, haksızlık edilen meselenin hayati önemini hatırlatıyorum. Gerginlik bizi öyle belirliyor ki, ne söylesek eksik kalıyor.
Pazartesi, Şubat 01, 2021
Burası neresi?
![]() |
Gam, gam getirir yavrım
![]() |