Diğer yandan bu türden edebi ve romantik yakıştırmalar tersine dönebilme ihtimali taşır, mahalle yeri gelir, aksi biçimde eleştirilir, küçümsenir, azımsanır, vasatlık olarak tanımlanır, örneğin "mahalle ağzı" kaba sabalığı, küfürbazlığı anlatır. Veya "mahalle kavgası" yakışıksız, cahilce, yersiz ve anlamsız bir itişme olarak görülür.
Yukarıdaki kapakta iki büyük siyasi partinin liderinin politik rekabeti, mahalle kavgası olarak nitelenmiş, en azından espri bu yönde geliştirilmiş. Demirel ve Ecevit, çeşme başında kavga eden iki kadın olarak karikatürize edilmiş, birbirlerine saydırıp duruyorlar.
Anti-politik bir yön var mı bu espride? Bence var.
Siyasetin ünlü iki liderini kadın olarak çizmek, derginin seçicilerine yetmiş sanki... yine de soralım: kadın olmaları mı komik yoksa birbirlerine karşı kullandıkları yarı-politik hakaretler mi?
Karışık mı? Hepsi mi var?
Bana ayrıca ilginç gelen, mahallelerin sesi olmakla övünen, üreticileri kenar mahallelerden gelmesiyle gururlanan dergilerin "mahalle kavgası" elitizmi yapması...
E diyeceksiniz ki, popüler kültür çelişkilidir, "binbirsuratlı" bir teotora oyuncusudur, niye şaşırıyorsun? Hem nalına hem mıhına...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder