Bugün böyle (veya benzer) bir espri yapılabilir mi diye soralım. İçinde yaşadığımız siyasi konjonktürün bir sonucu olarak "yayımlanamaz" cevabını verebiliriz. Değil yayımlanmak "üretilemezdi" bile diyebiliriz. Yayımlanamaz veya üretilemez dedik, şaşırdık mı? Hayır.
Şunu düşünelim, yetmişli yıllardaki mahkemeler bugün olsaydı veya böyle şeyler yayımlanabilseydi diyelim, bir what if sorusu soruyorum. Kültür endüstrisi, üreticileri ve okurları bu espriye ve ortaya çıkan işe nasıl tepki verirdi?
Serezli ve Erbulak, hiç abartmıyorum, mecazen söylüyorum "tefe konurdu", sosyal medyada linçlenir, sanatçı itibarları zedelenirdi, sonraki mesleken ciddiye alınmaz ve şiddetle mimlenirlerdi... Kadın hareketinin gücü sağlardı bunu... Erkekler bu tür esprileri kolayca (o dönemlerdeki gibi) yapamazlar artık, akıllandıkları için değil korktukları için bunu yapamazlar.
Normalimiz ne kadar değişmiş değil mi? Erbulak, bu espriyi oynarken 47, Serezli 42 yaşında... Genç değiller yani, nedense genç olmalarını bekliyor insan, ergen esprisi çünkü... Onlara tuhaf gelmiyormuş bu esprileri "oynamak"... Kimseye gelmiyormuş diyemiyorum... Ben çocukken Fırt almak riskliydi, gizli saklı alınan bir dergiydi, ayıplanırdık... Ama yayımlanabiliyormuş, kadınlarca (şimdiki kadar) eleştirilmiyorlarmış diyelim, bitirelim.
1 yorum:
"Fırt televizyonu"na esin kaynağı olan reklamı markayı hatırlayamamakla beraber hafızamda canlandırabildim..bir markette alışveriş yapanlara yeni bir margarin isim verilmeden tattırılıyordu..gelen cevaplardan biri "tadı güzel,rengi sarı;hiç böylesini denememiştim"..o dönem bu sözler klişeleşmiş,değişik ortamlarda epey kullanılmıştı..
Yorum Gönder