Bukowski seviyorsanız, hikâyelerinden
çizgi romana uyarlanan Bütün Atlar
Kaybetmeye Koşar albümünü mutlaka edinin diyeceğim. Yazının sonunda
paylaşılacak bir yargıyı ya da tavsiyeyi peşinen açıkladığımı biliyorum. Sahiden
yazara sadakat göstermiş, bunu yaparken de yazarının gerisinde kalmamış
nitelikli bir çalışmayla karşılaşacağınıza inanıyorum. İhtimamla çizilmiş,
yoğun emek harcanmış, işçilik ve zerafet içeren bir albüm bu. Mathlass Schultheiss,
1946 doğumlu Alman asıllı bir çizer. Endüstriyel üretimlere mesafeli duran, kahramanın
değil yaratıcının-auteur'un çizgi romanın temeli olduğuna inanan Avrupalı
öncülerden biri. Çizgi romanı sanat sayan, anaakım anlatıların ve geleneksel
eğilimlerin dışına çıkarak yeni bir gerçeklik düzlemi kuran Avrupalı
üreticilerden söz ediyorum. Schultheiss, çizgi romanın sanat çağında önemli
avant-garde dergilerde çizdi, çizgi romanla edebiyatı bir arada düşünen sanatsal
arayışların içindeydi. O yıllarda edebiyata yaklaşma arzusu, çizgi romanın
küçümsenmesine, bir anlatım aracı olarak azımsanmasına yönelik bir tepkiden
çıkıyordu. Ucuzluk, vasatlık, yavanlık ve basitlik, çizgi romanla
eşleştiriliyordu. 1970'li yılların Fransa'sında pek çok genç çizgi romancı, bu
algıyı kırmak (ve kendi isimlerini duyurmak) adına edebiyatın saygınlığına
sığındılar. Çizgi romana göre daha yavaş gelişen hikâyeleri, karakter
derinleşmesi ve dramatizasyonuyla edebiyat, onlar için verimli bir kaynaktı.
Schultheis'in özel bir
sempati gösterdiği muhakkak ama Bukowski tercihi, yetmişli yılların çizgi
romancılarının edebiyatla kurdukları ilişkiyi açıklar nitelikte. Eğri oturup
doğru konuşalım, Bukowski, büyük edebiyatın yetkin bir örneği sayılamaz, pulp aurasına
yakın bir basitlikte yazıyor herşeyden önce. Dilinden çok hikâyesinin
çarpıcılığına dayandırıyor yazarlığını. Argoya, cinselliğe, içkiye ve diğer
yasak hazlara yükleniyor. Amerikan taşrası, beat kuşağının yolculuk fantezisi,
underground edebiyatının ters-yüz edici edep teşhiri, erotik yazının cesur ve
doğrudan dili var yazıp çizdiklerinde. Bukowski hepsini andırarak ve hepsinden
beslenerek, erkek - ergen bir okura hitap ediyor. Onu farklı ve sahici kılansa,
anti entelektüelist tutumu galiba. Taklit ettiği Henry Miller ile kıyaslamak
bile farkı gösteriyor sanki. Hal bu olunca, Bukowski kolay anlaşılırlığı, pulp
ve erotik savrulmaları, şehrin kenarını sağan ve abartan yönüyle, edebiyatla
hemhal olmak isteyen gelenek-karşıtı çizgi roman ekolüne, ana akım anlatılarla
didişen genç üreticilere ziyadesiyle uygun. Anlatabilmek için örneklendireyim,
Tanpınar değil Ömer Seyfettin, Kafka değil O. Henry daha uygundur çizgi romana.
Diyalogların çokluğu, kısa betimlemeler, hızlı değişen mekanlar uyarlamayı kolaylaştırır.
Söz sanatlarını kullanıyor olması, çizgi romanı, roman ya da hikâye yapmaz.
Görsellik ve ardışıklık ister istemez çizgi romanda daha önemlidir.
Bukowski o kadar az
sözcükle anlatır ki, yüksek edebiyattan tiksindiğini söyler; onun için aslolan harbi
konuşan insanlar, yoksullar, orospular, ayyaşlar, barmenler ve diğer
yoksullardır. Gerisi palavradır. Zenginler, entelektüeller, siyasetçiler,
polisler, bürokratlar iki yüzlüdür vs. Siyasetle, sınıfla, yoksullukla ilişkisi
diğer pek çok şey gibi yüzeyseldir, sempatiden öteye gitmez. Bu çerçeveden
bakarsak, çizgi romanlar da siyaseten çok farklı değildir. Bukowski argosunun,
erotizm ve coolluğunun çizgi romana çok uygun olduğunu düşünüyorum. Epeyce kez
çizgi romana uyarlanmış olması tesadüf değil. Schultheiss, normalin dışında
seyreden insan manzaralarını, marjinalliği, kendi kişisel hikâyeleri olan, aç
ve arzu dolu kadın ve erkekleri, insanın insan sevmez doğasını iyi yansıtmış. Bekleyen,
dikizleyen, konuşan ve konuşmayan tipleri iyi kullanmış. Moebius havasında
çinisi, takdire şayan bir zanaatkarlık gerektiriyor. Özellikli bir çirkinlik ve
koyuluk da istiflemiş. Bu yüzden iyi uyarlama-iyi albüm diyorum.
Son çeyrek yüzyılda hemen tüm dünyada koleksiyoncu ya
da fan sahipleri olan, çizgi roman tutkunu butik yayınevleri ortaya çıktı.
Flaneur de Türkiye'deki örneklerden biri, özellikle yabancı çizgi roman
seçimleri ilginç ve tutarlı. İlerde ayrıca hatırlanacaklar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder