![]() |
İşte bir gezegen güneşin etrafında dönmeliydi, kendi yerçekimiyle küresel bir şekle sahip olmalıydı filan. Plüton küçük de olsa böyle bir gezegendi ama yörüngesinde cisimleri temizleyemiyordu. Bu nedenle onca yıl sonra onu cüce (dwarf) gezegen saydılar.
O tarihte üniversitede asistandım, bu karar bana inanılmaz komik gelmişti ve günlerce esprisini yapmıştım. “Plüton’a bunu yapan bize neler yapmazdı” diye başlayan sayısız lakırdı düşünün “Jüpiter tabii ki sesini çıkartmadı, şerefsiz Neptün” filan diyordum. Bizim kültürümüzde yeri olmadığı için esprilerim obsesyonuma bağlanıyor, Plüton’u bu kadar çok tekrar etmem insanlara komik geliyordu.
Sonraları “Make Pluto a planet again” (Plüton’u yeniden gezegen yapın) türünde kampanyalar yapıldığını öğrendim. Kıkırdadığım şeyin özellikle Amerika’da bir karşılığı olduğunu görmek hoşuma gitmişti. Tıpkı benim gibi onlar da Plüton’u ezilenlerin, görmezden gelinenlerin, dışlananların sembolü gibi mizahileştiriyordu. Karikatürlerde ağlayan ufak tefek Plütonlar vardı filan… Küçük, gururlu bir yalnızlıkla simgeleştiriliyordu. Bayılmıştım. “Size küçük görünebilirim ama kalbim kocaman!” diyordu aziz dostum Plüton. Kahrediyor, sitem dolu konuşuyor, kimseler farkında olmasa bile tavır koyuyordu.
Stay strong Pluto (kim tutar seni)…
Bir ay kadar önce niye bilmiyorum, Plüton döndü dolaştı dilime bir kez daha pelesenk oldu. Soranlara “Plüton’la evde oturuyoruz”, “Plüton’la rakı içiyoruz” “gelemem Plüton iyi değil” demeye başladım.
Ve inanın Romalılar, hiç abartmıyorum, Plüton kardeşimdir…bu devran da dönecek, bu böyle gitmeyecek…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder