Cumartesi, Ağustos 14, 2021

Genç bir ressamın iş başvurusu

Sahaflardan elime geçti. Bir basın ressamı adayı, Ankara Atatürk Lisesi birinci sınıf öğrencisi bir genç, 1949 yılında, devrin ünlü Türkiye Yayınevi sahibi Tahsin Demiray'a iş ve yardım isteyen bir mektup yazmış, hoşuma gitti. Uzun yıllar pek çok amatör ve profesyonel çizerle mektuplaştım, galiba diyorum bana onları hatırlattı. 

Genç ressam da iş isterken, Ankara'daki sınırlılıklardan ve bitimsiz çalışma isteğinden söz açmış... Gel gör ki, basında iş bulamadığını veya arkasını getiremediğini biliyoruz, zira onu ismen tanımıyoruz. İşin kendisi meşakkatli ve devamlılık istediğinden çok sayıda ressam adayı genç yaşta vazgeçer, daha garanti işlere yönelirler. Yetenek yetmez çünkü, sebat ister, bıkmadan (hayal kırıklığını göze alarak) tekrar etmek gerekir. Hatta o rutinle başedebilecek zanaat bilgisi ve tecrübesi de yetmez. Yıllarca çalışırsın ama hatırlanmazsın...Çünkü yeni ve farklı olmayan geleceğe kalamaz vs vs

Zarf da güzelmiş, artık kimse kimseye "Bay" demiyor, iyi ki de denmiyor veya keşke dense demenin de manası yok... Vakıa, denmiyor...geçti gitti.



2 yorum:

Can Uzunyol dedi ki...

Selam uzun zamandır buralarda yoktum yeni bir blogla geri döndüm sizi takipteyim. Rica etsem sizde destek amaçlı bloguma uğrayıp takip eder misiniz ?

Adsız dedi ki...

Boylesi seyler beni ikilemde birakir.Bulanla bulunanin sahibi arasinda mi kalmaliydi, aciklanip bir doneme taniklik mi etmeliydi? Ayni sey arkeolojik kazilarda cikan bireysel seyler, ozellikle mezarlar, mumyalar vb icin de gecerli.Mahremiyeti ihlal etmis oluyorsunuz bir taraftan ama bir taraftan da insanliga dair bilgi birikimi soz konusu...

Related Posts with Thumbnails