Remix ve cover kültürü, eski albümlerin reissue’ları, vintaj kıyafetleri, kaset ve plakların geri dönüşü, genel olarak analog estetiğin yeniden sunumu sanıyorum retromania denince ilk akla gelenler… Nostalji temelli modalar gibi duruyor, işin içine koleksiyonculuk da dahil edilebilir. Bir arkadaşım müzik sektörü için ileriye değil geriye doğru “geri sarıyor” demişti. Üzerine düşünmüştüm, telif hakları bakımından müzik popüler kültürün lokomotifidir, oradaki değişkenlik domino taşı her popüler mecrayı etkiler çünkü.
Şimdiki zamanda, siyaseten gelecek umudunun azaldığı görülebiliyor, ufukta bir devrim ihtimali ya da daha iyiyi hayal ettiren modern bir ütopya var denemez. Eskiden düşündürürdü, şimdi ise retro bir güvenli alan olarak kaçış kolaylığı sağlıyor. Bu durum, sadece bireysel değil; kolektif bir kültürel yönelim olarak da okunmalı. Siyasi bağlama estetiği de teyelleyelim: postmodernizmin pastiş ve ironisi, özgünlük yerine “yeniden yazımı” normalleştirdi. Ve artık her şeye erişebildiğimiz dijital çağın içindeyiz. Geçmiş, bir tık uzağımızda duruyor, bu da eskiyi “yeniden” üretmeyi hızlandırıyor.
Bu tablonun ilk sonucu, nostaljinin bir duygu-his değil pazarlanabilir bir estetik olmasını getiriyor elbette. Sürekli geçmişe dönmek, daha iyisinin üretilemeyeceği fikrini güçlendiriyor ve yeni olanı yaratma cesaretini öldürüyor olabilir. Yenilik, nostaljinin gölgesinde boy veremiyor. Ve bence en önemli sonuç, zamansal bir sıkışma, kültürel yenilenme ya da ilerleme değil, kendi içinde dolaşan bir flaneura dönüşmemiz. Geleceğe değil, sürekli geçmişin içine bakan bir tür kültürel panoptikon yaratıyoruz. Arabesk müziğin sahiplenilmesi retromanianın iyi bir örneği…
Kişisel olarak toplumların nostaljik hafızalarının çeyrek
asırla sınırlı olduğuna inanırım. O sınırı geçtiği an insanlar geçmişle
ilgilenmiyorlar. Retromania ya da post -retro
denilen eğilimler, her ne iddia ile kendilerini ortaya koyarsa koysunlar,
geçmişi-bugünle ve internet estetiği ile harmanlayarak var ediyorlar. Ve o
üretilen geçmiş, popülerleştikçe, bilinir (haliyle satılabilir) bir başka
(geçmiş olmayan) geçmiş malzemesine dönüşüyor.
Bir zamanlar yaşanmış olan, şimdi pazarlanabilir bir “hissedilmiş geçmiş” olarak dolaşıma giriyor. Bu döngüde, kültür kendini yenileyemiyor; sadece aynı şeyleri farklı ambalajlarla tekrar tekrar dolaşıma sokuyor.
Giriş metni gibi oldu, aralıklarla değineceğim….
2 yorum:
Selamlar. Retro takıntısını futbol formaları üzerinden anlatan bir yazıya denk gelmiştim dün. Sizle benzer şeyler söylüyor. https://urbanpitch.com/have-we-reached-peak-football-nostalgia/
Teşekkürler
Yorum Gönder