Tiyatro, genel
anlamıyla eylemden çok konuşmaya dayandığı ve olaylar, ekseriyetle tek bir
mekânda geçtiği için çizgi romana uyarlanırken baştan kısıtlar taşıyor ve yeni
bir sahne bölümlemesi ve tasarımı gerektiriyor. Geçenlerde Molière’nin Tartüf
oyununun çizgi roman uyarlaması yayınlandı.
Tartüf
uyarlamasının en önemli güçlüğü, hikâyenin çizgi roman dünyası için bir
olağanüstülük içermemesi. Oyunun vakt-i zamanında Kral için yazılmış ve ilk kez
Kraliyet önünde sahnelenmiş olması, Tartüf’ün gerçek niyetini anlayarak düğümü
çözen bir Kral aklının varlığını zorunlu kılmış olabilir ama bu çizgi romanlar
için pek alışıldık bir durum değildir. En azından finaldeki kötü adam teşhirini
karşıtlık ekseninde –ve Kral dışında- birinin –kahramanın- yapması geleneğine
aykırıdır. Uyarlama yapılırken senaryoya bir başkalaştırma yapılmamış. Molière’in
Fransız eğitiminin bir parçası olması, albümün okullara tavsiye edilecek olması
uyarlamadaki sadakat ölçüsünü belirlemiş olmalı. Uzun yıllardır bu denli sadık
bir uyarlama görmediğimi söyleyebilirim. Uyarlama ile ilgili bir başka mesele
Tartüf oyunundaki uyaklı-beyitli dille ilgili. Çizgi roman için özgün metindeki
manzum dil fazla süslü ve yapay kalıyor çünkü. Tartüf, Fransızcadan yabancı
dillere tercüme edilirken (Türkçeye olduğu gibi) genellikle konuşma diline
yaklaştırılarak düz yazı olarak çevrilmiştir. Çizgi roman uyarlamasında Nur
S.Danışman, özgün manzum dile yakın bir çeviri tercihinde bulunmuş. İlginç
olduğu muhakkak, çevirmenler için meydan okuyucu ve cezbedici bir yönü olmasını
da anlıyorum ama okur, cümleler başka türlü olabilir miydi diye düşünmemeli,
doğru olan bu bence. Manzum ya da düz yazı olmasından çok buna dikkat edilmeli
sanki. Mitos Boyut Yayınlarının Tiyatro dizisinden çıkan Tartüf çevirisi
(A.Selen, Ş.Aktaş ve Ç.Sarıkartal) bu sorunu, konuşma diline yakın bir manzumla
aşmış. Benim beklentilerime daha yakın bir çeviri olduğunu söyleyebilirim.
Burada kişisel tercihlerden söz ettiğimin farkındayım, şuna dikkat çekmek
istiyorum. Filoloji bölümlerinde farklı mecralarda yapılan çeviriler
karşılaştırılıyor, böylesi bir mukayese için Tartüf’ün çizgi roman uyarlaması,
tercüme tercihleri ve uyarlamanın niteliği bakımından iyi bir örnek bana
kalırsa.
Son söz
üreticilere: uyarlamayı hazırlayan ekip Fransa dışında tanınan isimler
değiller. Senarist Duval, neredeyse birebir sayılabilecek bir yazıma kalkışmış.
Uyarlamada sadakat hep tartışılır. Saramago anılarında Körlük romanının
sinema uyarlamasını neden kabul ettiğini açıklarken “bugüne değin hep benim
yazdığımı yineliyorlardı, başka ve yeni bir şey düşünmüyorlardı” diyerek,
uyarlamalardaki sadakatten hoşlanmadığını anlatmış. Duval, bu bakımdan
Saramago’nun sevebileceği bir senarist değil, sağlam bir sadakat göstermiş
metne çünkü. Yapıp ettiği, diyalogları görsel olarak tasarlayarak metni
zenginleştirmek... Çizer Zanzim’i ise beğendim. Naif bir çizgisi var, çizgi
romandan çok karikatürle uğraştığını hissettiriyor. Fırça kullanmıyor, tarama
ucuyla resmediyor resmedeceğini. Çabuk çizdiğini sanmıyorum ama kolay ve herkes
çizebilir ölçüsünde üretiyor. Naifliği buradan kaynaklanıyor ama bu bir tür
sıcaklık da katıyor uyarlamaya.
[Bu yazı, ilk kez Birgün Kitap'ın 13.11.2010 tarihli sayısında yayımlandı.]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder