"Şu bu dilden devşirme, şu bu eserden aşırma hiç bir noktası olmadan; bir halk adamının kafasından çıkan, birkaç halk sanatkarının zekasından ve maharetinden kuvvet alan, telkinleri samimi, güldürecek yerleri bol güzel, derlitoplu, gittikçe olgunlaşmaya ve işlenmeye hazır temsiller seyretmek isteyenlere tavsiye edilecek biricik temsil heyeti, Naşit Bey arkadaşları Ankara'ya gelmiş bulunuyorlar. Sinemanın bizi başka iklimler ve alemlere götüren eşsiz tesirini biraz da memleket nükteleriyle şenlendirmek ve nevilendirmek için bundan iyi bir çare bulunamazdı."
Ne ki diyebilirsiniz, kişisel bir gözlemim, o yıllarda çıkan filmler, kitaplar, oyunlar okura doğru düzgün biçimde anlatılamıyor... Entelektüel bir derinliği, yazının bir fikri ve meselesi olmasını kastetmiyorum, edebi bir akıcılık bile taşımıyorlar... Yavan, güdük ve sasılar... O sebeple gazetedeki genel dili, edebi arayışları ve sözcük dağarcığını beğendim. Naşit bey arkadaşlarını anlatırken amaca uygun, seyirciyi çağıran, cezbedici satırlar kullanılmış. İlginçmiş. N.Hakkı kimse artık, o daha ilginçmiş...Gazeteyi tek başına o yazıyormuş, tam hikâyelikmiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder