Geçmişte, cinayet haberlerini edebiyattan anlayanlara yazdırırlarmış, hani şiir yazıyorum, öykü yazıyorum, Varlık'ta bir tetkikim neşredildi diyeni, tutar kolundan adliye muhabiri yaparlarmış. Yaz evladım, bize güzel bir kıssadan hisse... Hanfendi güzel mi ağladı, korkunç katil ne vakit höykürdü, Hakim bey, cezayı nasıl kesti gibi gibi... Aşk, kan ve gözyaşı, tekmili birden...
Yani elimdeki dosyadaki haberlerde vasatlık, bayık bir şairanelik, palavra ve şayia gırla gidiyor...da dönemin dili bu, o senelerde kimseye tuhaf gelmiyordu muhtemelen... Bugünden bakarak "bu cinayet haberlerinden hiç bi salça olmaz" demek haksızlık olur.
Yukarıdaki haberi seviyorum, fotoğraftaki çocuk katil diye sunulmuş, oysa değil... haberi okuyunca arkadaşını yaraladığını anlıyorsunuz. Para meselesiymiş, Halil ile İbrahim itişmişler, Kamil isimli bir başka çocuk, İbrahim'in kollarından tutmuş, Halil de borcunu ödemeyen oğlanı "arkasından ve kaburga kemiğinden bıçaklamış", e çocuk hastaneye kaldırılmış, yarası önemli değilmiş, pansuman edip yollamışlar... Polis, Halil'in babası Kunduracı Osman'a sinirlenmiş, bu bıçak çocuğun eline nasıl geçmiş şu bu...
Çocuk dört yaşında, ağaç yaşkan eğilir mi diyeceğiz, bunu yazarken ister istemez gülümsedim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder