Bizimle, sahiden durduk yere, Allah'ın
varlığını yokluğunu tartıştığı, Allah'ın varolduğunu ispatladığı
ezberlenmiş bir konuşma yaptı. Biz öğretmenlerden kaçıyoruz, karşımıza bir
başkası çıkıyor, o kısmı geçiyorum. İlginç bir şey söyledi, bir arkadaşımızla,
"dert iyidir, Allah insanın derdini artırsın" filan diyerek tasavvufu
konuştu.
Sufilere göre dert, gerçek aşktır, gerçeğe ulaşma derdidir. Dert, insanın
sahici bir hayır duasıdır. "Dertli Dolaba binesin" deyişi, o sebeple
ilenme değildir. Tabii biz bu deyişi, sonradan tekrarlayıp durmuş ve bunu
espriye dönüştürmüştük.
Adam Sufi filan değildi, üç beş gün sonra gördük, yol kenarında park ettiği arabasına, bir Mercedes'e biniyordu. Sanıyorum, sufi gibi giyinerek, o tepede, o ayazda Kur'an okumak ona iyi geliyordu. Bunu yaparsa daha iyi Müslüman olacağına inanıyordu. Halbuki sadece bunu yaparak da dinden uzaklaşabilirsin. Dert dediğin vicdanla muhasebe demek...
Ne zaman hayat kararsa, dertler büyüse, uykusuz, gamlı, gasavetli, ağrılı olsa "Allah derdini artırsın" lafı gelir aklıma. Hafiften de, o Sufiyi hatırlayarak gülümserim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder