Çarşamba, Mayıs 01, 2024

Sindirirella

Kapak, 1952 yılından... İtalyan Grand Hotel dergisinin Türkçe uyarlaması Yelpaze'den. Ülkesinde Cineromanzi denilen bir akımın öncüsü olan yayın, çizgi olarak keşke bizi etkileseymiş, geçmiş-gitmiş... Seçilen hikayeler "kadınsı" ve "romanesk" olduğundan galiba, "ilgilenmemişiz."

Aralıkla paylaşıyorum, derginin hikayesi olan kapak ilüstrasyonlarını oldum olası severim. Bir kadınla erkeği resmeden, bir aşk ihtimalini esprileştiren içerikleri vardır. Yukarıda tramvay rayına sıkışmış, bir topuklu kadın ayakkabısının hikayesini (!) betimlemişler. 

Erkek ve kadın karşılıklı gülümsüyorlar, flörtöz bir cilve, dokunma ve yakınlaşma gösterilmiş. İkisi de genç ve güzeller, üzerlerinden kıyafetler a la mode elbette. Tam bir soap opera klişesi...Bu yüzden iyimser, bu yüzden ışıl ışıl renkler kullanılmış. 

İlk gördüğümde Sindirella-Külkedisi çeşitlemesi sanmıştım, değilmiş... Ama bütün başarılı klişeler gibi bunu da akla getiriyor, yüzyıllardır biliyoruz, sindire sindire öğrenmişiz, yine bir prens "prensesine" ayakkabısını giydiriyor filan...

Yelpaze'de bazen içerde, genellikle arka sayfasında dehşetli haber ilüstrasyonları kullanılırdı. Daha karanlık ve kaotik renklerle mizansenler seçilirdi. Şöyle düşünün, tramvay yine geliyor, çocuk sıkışmış, anne afallayıp kalmış, bir başkası çığlık atıyor gibi bir istifleme yapılır, okurun merak etmesi için uğraşılırdı. Reel haber gibi sunulurdu ama bir kurgu olduğu belliydi, maharetli ressamlar eliyle "uydurulmuş" olağanüstü bir olayın gerilimli anı çizilirdi. Yani ön kapaktaki romantik nağmelerden arka sayfadaki dehşete geçiş yapardık. Aşk, kan ve gözyaşı makarası, o bakımdan Yelpaze'ye pek yakışırdı.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails