Pazar, Haziran 20, 2021

Üç kayıp kadın

Argoda, özellikle 1950 öncesi gündelik dilimizde isim olarak bilinen, deyim olarak kullanılan, Refik Halid'in deyişiyle şöhretli üç kadın var: Dilli Dilazar, Düttürü Leyla ve Alık Raziye...

İlki, münasebetsiz gevezeliğiyle, ikincisi tuhaf kıyafetleriyle ve üçüncüsü de akılsızlığıyla hatırlanıyor... O kadar popüler ki bu isimler, dönemin herhangi bir mizah dergisinde, bir gazete fıkrasında, köşe yazısında karşılaşabiliyorsunuz. Dedelerden, amcalardan hasılı yaşlı kuşağın ağzından mutlaka duymuş olmalısınız. 

Erkek aklı ve kibrinden çıkmış nitelemeler olduğu aşikar... O faslı hiç tartışmayalım, argonun mantığı bu türden cinsiyetçi tahkirle kurulur ve gelişir. 

Her üç isim ve deyim bugün kullanılmıyor, akla dahi gelmiyor. Zamana bağlı değişimler hep olur, bazı isimler ve deyimler bir moda gibi yaygınlaştıkları hızla unutulurlar. Hıdır, Zühtü ve hatta Şaban da o alaycı tonla hatırlanmıyorlar mesela. 

Ha ne olur? O isimler bir başkasına devredilir,  aynı eleştiri ya da aşağılama başka bir biçim ve isimle yaşamaya devam eder, örneğin bugünkü Kezban kullanımını bir düşünün, öyle ya da böyle,  Dilli Dilazar, Düttürü Leyla ve Alık Raziye'yi içeriyor sanki... 

2 yorum:

Hayal Kahvem dedi ki...

Merhaba,

İsim olarak bilinen, deyim olarak kullanılan şöhretli üç erkek var:)

Deli Bekir, Dalgacı Mahmut, Doğrucu Davut...

Bunlar için ise "Kadın aklı ve kibrinden çıkmış nitelemeler" olduğunu söyleyebilir miyiz?

Levent Cantek dedi ki...

Hayır, çünkü bunları da üreten erkek aklı...

Related Posts with Thumbnails