Salı, Haziran 22, 2021

Nefretin Bitmeyen Açlığı (4)

Yusuf Ziya Ortaç, Yahudiler hakkında bolca yazan çizen biri... Yirmili yıllarda ticareti Yahudilerin yönettiğini düşünerek hemen her fırsatta saydırıyor onlara... 1927 yılında artık nerden, hangi ülkeden geldiler bilemiyorum, dikkat çekici ölçüde kalabalık bir Yahudi turist kafilesi geliyor, İstanbul'u gezip tozuyorlar. 

Turist az olunca, gazetelerin ilgisini çekiyor, niye geldiklerini merak ediyorlar, yok yere gezmezler, var bunun altında bir başka niyet fikriyle sokurdanıp duruyorlar. Malum, yabancı dediğin düşmanlığa gelir, kandırmaya, fethetmeye, sömürmeye... değil mi ama? Ortaç da geri kalmıyor elbette, Çimdik imzasıyla bir şiir yazarak Akbaba'da seyyahları hicvediyor:

Şehir kadar kocaman bir vapurla, dediler,
İstanbul’a geliyor yine mirasyediler!
Baktım hepsi Salamon, Yasef, İbrahim, Mişon,
Dedim: Kalemim size karlı seyahat diler,
Buyurunuz ey kurnaz, açıkgöz Yahudiler!
Vardır bu seyahatten bir kastınız mutlaka:
İstanbul’da gezerken etrafa baka baka,
Tatlı, güzel sözlerle gülüp ederken şaka,
Mutlak birkaç kişiyi bastırırsınız faka!
Buyurunuz ey kurnaz, açıkgöz Yahudiler!
Hepiniz uslusunuz*, pek acar:
Museviler kavgadan, gürültülerden kaçar!
Küçükler defter satar, büyükler dükkan açar,
Nihayet olursunuz birer kalantor tüccar!
Buyurunuz ey kurnaz, açıkgöz Yahudiler!
Olmaz bir lahza olsun poker, bakara sizin,
Ondan başka dünyada ak sizin, kara sizin,
Bursa’da, piyasada bütün yaygara sizin,
Eski esvablar sizin, iğne, makara sizin,
Buyurunuz ey kurnaz, açıkgöz Yahudiler!
Sık sık el sürmezsiniz kasada anahtara,
İktisad edersiniz, hiç gelmezsiniz dara,
Hakimsiniz dirheme, teraziye, kantara,
Sizler bastırırsınız şeytanı mantara!
Buyurunuz ey kurnaz, açıkgöz Yahudiler!

Akbaba, 10 Mart 1927

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails