Bu kararımın üzerinden altı ay geçti geçmedi.
İnsanın hayal ettiği şeyle gerçekte yaşadıkları ister istemez farklı oluyor. Tek bir iş yapacağımı için daha az çalışabilecektim, daha çok okuyacaktım, daha çok yeni şey öğrenecektim filan. Öyle umuyordum, öyle olmadı. Eş, dost, arkadaşlık hatırı, orta sınıf hassasiyetlerim, "iş yürüsün, hayatımdan çıksın" takıntım filan derken bir baktım ki... eskisinden çok çalışıyorum. Yetiştirmek zorunda olmanın bana getirdiği ruh sıkışmasından kurtulamadım.
Bu da geçecek, azalacak ümidimi yitirmiş değilim. Genel olarak iyimser biriyim. Değişecek diyorum ve benim istediğime yakın bir hayat sürdüreceğime inanıyorum.
Haftalık bir tempoda dizi senaryosu yazmak sahiden ağır bir iş... Öyle ki bazen özel hayatınız, aileniz, ananız babanız, arkadaşınız olmasa daha iyi olacak raddesine geliyorsunuz.
Yaptığım işi seviyorum, pişman değilim ama bazen beni sevenlerden hoşgörü de bekliyorum. Çok az boş vaktim oluyor, onu da ailemle geçirmek istiyorum. Zaten dışarı çıkan, dışarıda görünen biri değildim ama bir yerde birileriyle buluşamıyorum. Okumamı istediğiniz metinleri eskisi gibi okuyabilecek durumda değilim.
Yaz aylarında sanırım daha rahat olabileceğim.
Çizgi: Taner Duran
1 yorum:
Kolay gelsin. Her işin kendine göre farklı zorlukları oluyor elbette:)
Yorum Gönder