Bugün Kara Davut'u kimse hatırlamıyor bile... Edebi vasatlığı, tahkiye olarak dağınıklığı bunda etken olabilir... Ama o günlerde özellikle gençlerin ilgisiyle yayınlandığı gazeteyi çok sattırdığı, serinin çok konuşulup takip edildiği biliniyor. Hatta çok anlatılan bir hikayesidir, Kara Davut, henüz "Fatih" olmamış şehzade Mehmet'e bir tokat atar da, neler neler olur, gazete önünde toplananlar, tehditler, bağırışlar çağırışlar yaşanır...
Benim ilgimi çeken dönemi için iddialı bir tanıtım yapılması oldu... Karşılığını bulmuş, Kara Davut çok satmış, gazetesini sattırmış çünkü... Bu reklamlar olmasaydı da bunu başarabilir miydi acaba...
Bir tefrikanın popüler olabilmesi için bir networke dahil olması gerekiyor. Çok satan bir yayın bunun ön şartı, bir tanıtım sermayesi de bu paketin içinde yer alıyor. Tefrikanın konuşulması hayati bir koşul, bunu reklamla, çoğunluk değerleriyle uyumlu içeriğiyle sağlaması, merakın kışkırtılması, okurun manipüle edilmesi lazım... Kara Davut, dönemi için hızlı ve iddialı bir hamasi hikayeydi, milliyetçi bir iştahı doyuruyordu. Popüler bir gazetede neşrediliyordu, e gördük, reklamıyla tanıtımıyla da uğraşılmış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder