Pazar, Şubat 02, 2025

Marianne Faithfull
















Marianne Faithfull ölmüş, ben büyürken az çok bilirdim ama geçtiğimiz on yıl içinde global popüler kültürde bir gençlik arketipi olarak o kadar çok karşıma çıktı ki şaşırmaya başladım. İstisnasız herkes onu yirmili yaşlarıyla hatırlamak istiyordu. Ünlü erkeklerin peşinden koştuğu, masum ve çekici bir görünüme sahip bu tuhaf sesli kadını sanki başka türlü düşünmek istemiyordu kimse; bir gençlik idolü, graffiti örneği, direniş temsilcisi ve ergen isyanı fotoğrafı olarak o yaşlardaki haliyle hatırlamayı tercih ediyorlardı, çeşitli reklamlarda, nostaljik metinlerde hep bu yıllardaki haliyle kullanılıyordu. Tamam demiştim, yaşlılık sevilmiyor, herkes güzel yaşlanmıyor şu bu... Ama Marianne Faithfull neden sadece bu genç kız haliyle hatırlanıyor? Bir şeye denk düşmese bu kadar (ve bu biçimde) hatırlanamaz.

Marianne, 60 ve 70'lerin çarpıcı kadınlarından biri. Müzik dünyasında pek çok ünlü solistle uzun (ve kısa) süreli ilişkileri oluyor. Kendisi de şarkıcı, çatallı, acı çekmiş birini andıran bir sesi vardı. Sigaradan çatlamış ya da bir şeyler içmeden şarkısını sürdüremeyecek hissi veriyordu insana. Benimkisi sonradan bir ilgi olunca epey bakınmıştım… Kim bu kadın diye… Elli yıl öncesinden söz ediyorum… Mick Jagger'la olan ilişkisi, Lennon-Ono beraberliğine benzetilmiş. Hoş, o dönemin pek tuhaf çifti vardı ve çoğu, Lennon-Ono ile kıyaslanırdı. Faithfull, oyunculuk da yapıyor. 1968 yapımı Motosikletli Kız'daki Rebecca rolü Batı Avrupa kültürünün halen popüler ikonlarından biri. Sayısız göndermeye rastlarsınız bu film ve Faithful'la ilgili.

Mick Jagger, onun için Sister Morphine adlı ünlü bir şarkı yapmıştı. Merhameti ve kanundışılığı kabullenen fedakar bir kadın vardı sözlerinde, morfin krizinin ve ölümün eşiğindeki erkeğine yardım ediyordu:

"İşte burada, hastane yatağımda yatıyorum / Söylesene Morfin Abla, ne zaman tekrar geleceksin yanıma / O kadar bekleyeceğimi sanmam / Görüyorsun o denli güçlü değilim (...) Karabasanımı rüyalarımla değiştir/ Görmüyor musun hızla solup gidiyorum" vs vs...

Bertolucci, Dreamers filminde ondan ilham aldığını söyledi, Patti Smith ne kadar etkilendiğini sayısız kez anlattı (meraklısı şarkı söyleyiş biçimlerini en az benim kadar benzetecektir), Saint Laurent onun androjen bohemliğinden esinlenerek koleksiyonlar üretti. Kate Moss tarzı için doksanlardaki Faitfull yorumu denirdi… James Hetfield onunla düet yaptı… Sayılmayacak kadar çok örnek var…Gerçekten öyle çok gezindi ki, halen de “geziniyor”…

Bir sürü şey oluyor, Jagger’dan sonra ilişkiler, evlilikler yaşıyor, çok aşık olduğunu söylediği şair bir sevgilisi var, onun intiharıyla kahroluyor, uzun süre uyuşturucu tedavisi görüyor vs vs Sadece olumsuz gelişmeler yaşandı demiyorum, daha iyi bir şarkıcı-yorumcu oldu, daha derin işler de çıkardı belki ama global popüler kültür açısından onca şeye rağmen otuz yaşını hiç geçemedi, hep o yıllarda kaldı, sonrasını başka bir kadın yaşıyor gibi oldu… Yaşlanma, değişme ve gelişme hakkı elinden alındı adeta… Genç yaşta ölen başka ikonlar var, James Dean, MM ve hatta Kurt Cobain gibi…Marianne F.  erken yaşta ölmüşçesine başka tür bir örnek oldu….

Galiba diyorum o yıllardaki ergen zekası (ve o ergenlerin yaş aldıkça büyüyen nostaljisi) esrarlı, şehvetli, incecik, kırılgan ama ters köşeye yatıran melankolik bir masumiyet istiyordu. Galiba diyorum, günümüzün fitness çılgınlığı öncesinde bugüne taşınabilecek bir zayıflığı ve fitliği vardı, o hali yeniden popülerleşerek yaşamasını kolaylaştırdı. Kendi deyişiyle o yıllarda anoreksiyaymış, sonradan obezite sınırlarına varmış çünkü… Dedim ya galiba diyorum, yazarak düşünüyorum, cevabını bilmiyorum… Doksanlarda birisi onu anlatırken Madonna’ya benzeterek “Beatnik Madonna’sıydı” filan demiş, geleceğe ve yaşanan “şimdiki zamana” bağlanan bir tuhaflığı varmış diyelim… Yaşayacak ve "gezinecek" artık biliyoruz. 

4 yorum:

International Libraries Association dedi ki...

Metallica'nın The memory remains adlı şarkısına da vokal yapmış 90'larda. Müzisyenliği için fena değildir diyorlar ama bilmiyorum...

Levent Cantek dedi ki...

Başka işleri de var. Sesi değişik, söz yazarlığı var, müzisyenler için ilham verici olduğu kesin. Gerisi dinleyenlere kalmış Orhan

Sadece C. dedi ki...

Hayır hayır çok fazlasıdır yazdıklarınızdan.. Şu yazıyı okumanızı önerebilirim. http://zihninarkasokaklari.blogspot.com/2020/04/ev-erkegi-135.html

Levent Cantek dedi ki...

Ama ben az yazdım zaten :)) Çok selam

Related Posts with Thumbnails