Pazar, Eylül 07, 2025

Şahap Amca

Blogu düzenli takip edenler hatırlayabilir: ilk kuşak çizgi romancılarımızdan olan rahmetli Şahap Ayhan’a özel bir ilgim vardır. Kendisiyle tam otuz üç yıl önce tanışmış, gün boyu süren sohbetin ardından, Üsküdar’daki evinden lezzetli bir muhabbet ve tatlı hatıralarla ayrılmıştım. Bana kapısını açışı, misafirperverliği, çizgi roman hakkında anlattıkları hâlâ belleğimde çok canlıdır. Pek çok şeyi kıkırdayarak hatırlıyorum.

Şahap Ayhan’ın ruhu gerçek anlamda serüvenci idi. Ciddiyetle konuşur ama o ciddiyetin içinden matrak bir taraf sızar dururdu. Anlattığı ya da çizdiği şeylerin aslında komik olduğunun bence hiç farkında değildi. Bu da onun en sevimli yanlarından biriydi. Çalışmalarında tuhaf, küçük ve çok eğlenceli ayrıntılara rastlamak mümkündür. Dahası, sadece bugün geriye dönüp baktığımızda değil, yayımlandıkları dönemde de o “irrasyonel” ve absürd haller hemen göze çarpıyordu.

Yukarıda paylaştığım "Güzel La-La" adlı çalışmasından seçtiğim kareler buna iyi bir örnek. Altmış öncesine ait, alt yazılarla desteklenen bir seri bu. Yani klasik balonlu diyaloglar yerine, betimleyici metinler eşlik ediyor. İşin ilginç yanı şu: Şahap Ayhan karelerinde ne zaman bir kadın karakter kullansa, metne bağlı kalma ihtiyacı duymadan onları garip ve beklenmedik hallerin içine yerleştiriyordu. ,Karikatürdeki “abartıyı” (eskilerin deyimiyle “eksajere”yi) anlarım, çünkü orada amaç doğrudan komiklik yaratmaktır. Serüven çizgi romanlarında da olağandışı tiplemelerin ve duygu patlamalarının karikatürize edilmesi olağandır.

Şahap Ayhan’ın çizimlerinde mesele bundan epeyce farklıdır. Burada ortada bilinçli bir espri niyeti yoktur. Çizdiği kadınların komikleşmiş hallerinden kendisinin bihaber oluşu, aslında eserlerini pulp estetiğine yaklaştıran şeydir. Bana sorarsanız, pulp üreticilerin en şahane özelliği de budur: Yaratıcının gözüyle tam farkına varılmamış, ama izleyiciye çarpan tuhaf bir absürtlük.

Peki pulp estetiği nedir? 1930’lardan itibaren ucuz kâğıda basılan, geniş kitlelere hızla ulaşan popüler yayınların estetiğidir. “Pulp” adı da zaten bu düşük kaliteli kâğıttan gelir. Çizgi romanlardan dergilere, macera hikâyelerinden bilimkurguya kadar pek çok “lanetlenmiş” türde, aşırı dramatik sahneler, keskin kontrastlar, ziyadesiyle sentimental kahramanlar ve çoğu zaman farkında olunmadan zuhur eden absürtlükler yer alır. Pulp estetiği, tam da bu ucuz üretim ile hayal gücünün taşkınlığı arasındaki gerilimden doğar. Ciddiyetle yapılmış bir işin, seyircide büsbütün başka -bazen komik, bazen grotesk- bir etki bırakmasının sebebi budur. Şahap Ayhan’ın işleri de, bu açıdan bakıldığında, memleketin çizgi roman tarihinde pulp ruhunu taşıyan en bi “datlu” örneklerdendir.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails