Doğa karşısında epeyce çaresiz kaldığımız için aramızda konuşuyoruz bunları, eskiden böyle fırtınalar olmuyordu gibi geliyor bize, sahil kenarının dellenmelerini andıran şeyler yaşıyoruz sanki diyoruz... Küresel ısınmadan giriyor, tropikal iklime geçişimizden çıkıyoruz.
Onyedi yaşımdayken, beni duygusal olarak çok etkileyen bir sınava girdim, hikayesi uzun, detayına girmeyeceğim, beni yaş olarak büyüten, yoran, ailemle arama mesafe koyan ve yalnızlaştıran bir şeydi diyerek geçelim...
O sınav, haziran ayının başındaydı, çocuksun, yağmur yağar, diner, tekrar başlar, pek de umurunda olmaz o yaşlarda, hava durumunu dinleyen amcaları teyzeleri zerre anlamazsın, ne ki, sınava girerken yağmur dehşetli bir biçimde yağmaya başladı, iki saatlik sınavda gümbür gümbür gök gürledi, o kadar gergindim ki üşümüştüm, sınavdan çıktım, sel olmuştu etraf, hiç telaş yapmadan, kaçmadan, koşmadan üzüntüyle yalnızlığıma ergence kahrederek eve kadar yürümüştüm...
Üzerinden yıllar geçti, her mayıs sonu ve haziran başında yağan yağmurlarla, hiç şaşmıyor, aynı şiddetle yağıyor çünkü, o sınavı hatırlıyorum, küresel ısınmayı konuşmak için vesile ettiğimiz yağmurların, mevsimi geldiğinde yinelenen yağışlar olduğunu fark ediyor olmamsa muzipçe gülümsetiyor beni...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder