Jason, Norveçli bir çizgi romancı. Global şöhretini Amerikalı yayıncı Fantagraphics'e borçlu olabilir. Hikaye evrenini insan dışındaki canlılara insan karakteri atfederek kuruyor.
Adolf Hitler'i Öldürdüm en ünlü albümü sayılabilir. Jason, çeyrek asırdır itibarlı çizgi roman ödüllerinin kıyılarında dolaşıyor, kazanıyor-kaybediyor ama mutlaka adaylardan biri oluyor. Bizde bu kadar geç yayımlanması bana oldum olası tuhaf gelirdi, çünkü bizim
Gırgır'la oluşan çizgi roman geleneğimize oldukça yakın işler üretiyor, yanlış anlaşılmasın, biz sıkış-tıkış hikayeyi o hafta-o köşede bitirmeye çalışıyorduk, Jason ise ferah ferah kurguyla oynayarak daha özgür ve avangart hikayelerle uğraşıyordu ama bizim çizgi romancılarımızın da teşne olduğu, anlatmak isteyeceği türden anlatılar üretiyordu.
Adolf Hitler'i Öldürdüm, bir kiralık katilin başından geçenleri anlatıyor. Hikayesi (işleyişi) tuhaf ve rahatsız edici bir mutsuzluk taşıyor ama komik çizgilerle hayvanlar arasında anlatılması sebebiyle o denli "ağır" kaçmıyor ve esprili duruyor. Önemli bir albüm, son çeyrek asrın en çok konuşulan ve farklı dillerde yayımlanan grafik romanlarından biri. +++
Bulutlar Kimindir? için savaştan, ailesiyle birlikte kaçmak zorunda kalan küçük bir kızın hatırladıkları-sayıkladıkları olarak nitelenebilir. Çok iyi çizilmiş ilüstrasyonlara eşlik eden şiirimsi bir metin okuyoruz. O metin, çizgiler kadar benzersiz değil ama oldukça işlevsel....
Bulutlar Kimindir? eskilerin deyişiyle "yetişkinlere yönelik" bir resimli kitap", çizgi roman değil...
Geçen yıl çıktı
Grip, anne tarafından Türk olan Lale Westvind'e ait bir grafik roman albümü. Piyasa kodlarıyla bakıldığında hemen her yerde azınlıkta kalacak, pek çok bakımdan kolay anlaşılmayacak bir çalışma. Öncelikle çizgiler "
street art" ve "
graffiti" havasında belirginleştirilmiş, hikayenin kahramanı olan kadın, siyasal karikatürlerin
omnipotent erkek işçi klişesini andırıyor. Yetmişli yılların underground çizgi romanlarını izleyen bir anaakım çizgi karşıtlığı var, "güzel kadın" estetiğini reddediyor mesela. Crumb da iri ve güçlü, hatta "
çirkince" kadınlar çizerdi ama oradan bir fantezi ve erotizm çıkarmaya çalışırdı. Lale, böyle bir şey denemiyor, aseksüel görünüyor hatta, kadın kahramanının hiç öyle bir derdi yok, aşksız-hazsız trip hikayesi okuyoruz . Feminist bir okumayla yorumlanabilecek vurgular eklenmiş, bizi buna yönlendiriyor... Böyle olunca erkekleri nasıl çizmiş diye baktım ister istemez, özenli bir kadın dostluğu vurgulanmış çünkü... Erkek işçilere, ellerini kullanarak çalışanlara karşı sempati gösterilmiş. Mekanizme, kapitalizme muhalefet ettiğini de anlıyorsunuz ama bunu çok doğrudan istiflememiş. Jodorowsky havasında retro bir kaçış fantezisi dedi bir arkadaşım... Olabilir dedim. Az bulunur ve az satacak, ilgi görmeyecek bir "arthouse" çizgi roman. +++
Hilda, çocuklar için üretilmiş bir çizgi roman dizisi ama genel eğilimleri itibarıyla çocuklara çocuksu bakmayan, hikayesine yetişkin ölçüsünde hafif korku ve gerilim katan, kendi evrenini oluşturan bir anlatı. Pedagojiyi yeniden yorumlayan çocuk literatüründen bir örnek de sayılabilir. İskandinav mitolojisi yüksek reytingli dizilerle global anaakıma dahil oldu, bu da o dalgayla gelen anlatılardan biri de diyebilirdim. Sevimli çizgileri, akıllı bir hikayeciğe sahip.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder