Perşembe, Ağustos 04, 2022

Köy, pantolonlu kızlar ve instagram

Görselini paylaştığım paragrafa Memet Fuat'ın bir yazısında rastladım, Adam Sanat'ın ilk sayılarından biri olmalı (1986), şurası az buçuk komik, çünkü  Fuat, Melih Cevdet'in bir yazısından alıntı yapıyor, meğer o da Yaşar Kemal'in anlattıklarını aktarıyormuş. 

Yaşar Kemal, memleketi Adana'ya gitmiş, yaşadıklarını-gördüklerini anlatmış, yaşadığı köyün, gezip tozduğu kasabanın ve çalıştığı şehrin değişmesine şaşırmış... Ben şuna takılmıştım, Kadirli'den söz ederken "Kadirli kalkmış da yerine yepyeni bir Kadirli gelmiş, sokaklarında pantolonlu kızların dolaştığı uygar bir kent"... 

Pantolonlu kızlar ve uygarlık vurgusu... zın zın efektiyle başımı döndürdü. Yaşar Kemal, pantolonlu kızlar görünce şaşırmış, evet, beklemiyormuş, değişimi pantolonlu kızlarla ölçmüş... 

Memet Fuat ise başka bir meseleye odaklanmış, Yaşar Kemal köyün değiştiğini fark etmiş, eskisi gibi yazamayacak artık demiş... Eskisi gibi yazsa okuru köyü, ondan öğrendiği için (bu değişimi hiç bilmeden ve fark etmeden) okumaya devam edecek diye eklemiş... 

Editörlüğüm sırasında çok iyi bir köy romanı gelmişti, gerçekten iyiydi ama sanki altmışlı yıllarda yazılmış gibiydi, o yıllarda yazılmış olsaydı, başyapıt sayılırdı, ne ki artık böyle bir köy yoktu, tam da o yaz, köyde gördüğüm on iki yaşındaki kızların instagramı vardı mesela... Yaşar Kemal'in şaşırması gibi ben de afallamıştım. Biz şehirliler, köy ile sosyal medyayı yan yana düşünemiyorduk.

Geçen yıl, bir senaryo çalışması için çeşitli kesimlerden Çorumlularla konuşmuştum, laf lafı açtı diyelim, genç kızların, köye gelin gitmek istemediklerini söylemişlerdi, öyle olmuş ki, para karşılığı doğu illerinden kızlar (ancak onlar) geliyormuş, yine internetten ayarlamalar yapan bir şirket varmış filan...Şehirde bodrum katında, kapıcı dairesinde, iki göz odada yaşmaya razıymış da kızlar, köye dönüp bakmıyorlarmış. Bitmedi, ben çocukken Çorum'dan boğma rakı gelirdi, şimdi yine yapılıyormuş filan ama işler zorlaşmış, polis köylerin üzerinde dron uçurarak rakı üreten evlere baskın yapıyormuş çünkü... İlk duyduğumdan beri gülüyorum, dron ve rakı rekabeti tam hikayelik bir şey çünkü...

Laf uzamasın, bana köy edebiyatıyla ilgili sorular sorulduğu oldu, çok şematikti, edebi olarak diyelim, yüksek bir nitelik taşımıyorlardı, popüler oldukları dönemin siyasi angajmanları berhava oldu diye cevaplar verirdim. Bir beş yıldır, öyle bir köy yok artık, o yokluktan da yazar çıkamaz diyorum.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Ooo koy ve teknoloji ikilisinden ne sosyolojik soklar yasaniyor da kimin haberi oluyor bilmem.
Evet "şehere gitme ve hanim olma"sevdasi koyde kadinin cok yorulmasi (ve geleneksel aile icinde buyukler ve akrabalarin baskisina maruz kalmasi) gercegine dayali olarak 80 lerden beri yayginlasan bir olay.Bizim koyde de bu yuzden hemen her evde baska illerden(Karadeniz basta) ya da koylerden gelmis "yabanci gelinler" vardir.Koyun kendi kizlari sehirde yasar yazlari gelirler tatile.
Cetin Altan in koy hayali ya da Ecevit in Koykent projesi ya da daha iyisi Koy Enstituleri uygulamasi ...ve bir gecede mahalle olan ve hizla yapilasmaya acilan uretimin guclestigi koyler

Related Posts with Thumbnails