Perşembe, Haziran 04, 2020

Bozkırdaki Çekirdek


Yukarıdaki görsel altmışlı yıllarda Cumhuriyet gazetesinde tefrika edilen Bozkırdaki Çekirdek romanının ilk sayfadan çıkan duyurusuna ait. Romanı biliyorsanız, ister istemez nasıl takdim edilmiş merak ediyorsunuz... sonuçta meselesi olan, siyasi bir kutuplaşmayı merkezine alan tartışmacı bir romandan söz ediyoruz. 

Görsel okunuyor mu emin değilim, o sebeple ilandaki metni aynen aktarayım: "Türk öğretmeni günlük yaşantısı, iç mücadelesi dış alemin etkisiyle renkli bir tablodur. Bu tabloda genellikle keskin ve hırçın tonlar hakimdir. Bu yüzden Türk öğretmeninin hayat hikayesinde insan dramını sulusepken romantizm dışında tutmak gerekir. İşte Kemal Tahir, bu romanında Türk öğretmeninin dertlerini, sevinçlerini, umutsuzluklarını ve mücadele gücünü ortaya koymaktadır."

Biraz karışık yazmışlar...bunu geçelim.

Takdimde yapılan betimleme ve vurgularda Kemal Tahir'in bile isteye "kışkırtmak" istediği eksene hiç mi hiç değinilmiyor siz de göreceksiniz. Galiba bir tek, "sulusepken romantizm" olmayacağını belirtmişler, ha diyorsun "doğru, Kemal Tahir'in hayal ettiği bu"...

Soru şu, neden Köy Enstitülerinin kuruluşunu anlatıyor dememişler? Gayet doğrudan bir betimleme olurdu... Bir iki tahminde bulunacağım, hemen diyeceğim şu, Cumhuriyet romanı tefrika ederek riske girmiş, çünkü o yıllarda köy enstitülerini eleştirmek kolay değil, bir köy romanı modası da var. Enstitülerden yetişen öğretmen yazarların hatırı sayılır bir itibarı var.  Husumet çekeceklerini bile bile kabul etmişler yani. 

Tabii şu olmaz değil, Kemal Tahir, ne anlatacağını önceden kaba taslak söylemiştir, roman bitmemiştir, bölüm bölüm yazdıkça göndermiş de olabilir. Yani gazete, gerçekçi bir köy romanı diyerek işi satın almıştır da "karamanın koyunu sonra çıkar oyunu" hesabı şaşırıp kalakamışlardır.  O kadarını bilemiyorum.

Diğer yandan hadi cesaret göstermişler diyelim takdime bakıyorsun ürkmüşler de...Pıyy, sahiden etrafından dolanmışlar.

Bir de söylemesem olmaz, takdimdeki "Türk Öğretmeni" ibaresi ve ısrarı önemli... Türkiye'de öğretmenler özellikle edebiyat okuru olarak ağırlıklı bir yere sahipler, satışlar gösteriyor ki yeni yazarlardan çok önemli eserleri 1950-1980 aralığında çıkmış yazarlara meylediyorlar... Demek ki, Bozkırdaki Çekirdek yayımlandığında çağdaşlarını okuyorlarmış ve Cumhuriyet doğru bir kararla onların merakını celbetmek istemiş... 

E peki öğretmenler çağdaşlarından ne zaman kopmuşlar? Öğretmen yazarların etkisi azaldıkça mı... 

1 yorum:

oKs dedi ki...

Pandemi dolayısıyla eve kapanan ve okumaya zaman bulabilen okurlar tarafından yeniden fark edilen bir eser " Bozkırdaki Çekirdek " ve üzerinde çokca tartışılıyor "çaylak okurlar" arasında. Bu açıdan güzel bir noktayı yakalamışsınız arşiv taramalarınız sırasında.
Sorduğunuz "E peki öğretmenler çağdaşlarından ne zaman kopmuşlar? Öğretmen yazarların etkisi azaldıkça mı... " sorusunun cevabınıda kendi tespitime göre şöyle verebilirim , eğitimde kalitenin düşmesi (ki bununda nedenleri birden çoktur) dolayısıyla yetişen öğretmenlerinde kalitesinin düşmesi ,ne kadar kabul etmesekte edbiyatında bir endüstri haline gelmesi ve bir çok yayına rağmen gerçekten okumaya değer kaitabın az olması ve biraz da nostalji.

Related Posts with Thumbnails