Çarşamba, Nisan 12, 2017

Uçmak


Kendime göre yoğun, "çok karakterli" ve "çok hikayeli" bir hayatım var, baş etmeye çalışıyorum. Arada bir sokurdansam da işimi seviyorum. Bazen, bu yoğunluğun üstüne yeni işler alıyor, üç beş şeyi birarada götürmek zorunda kalıyorum. Hemen her zaman bunun da üstüne bir şeyler binebiliyor.

Obsesif bir kişiliğim olduğu için o aralar neredeyse yaşamıyor gibi oluyorum. Bitsin ve hayatımdan çıksın diye yüklendikçe yükleniyorum.

Son on günüm delice geçti, başka şeylerin yanında ağır işçilik gerektiren bir işi yetiştirmeye çalıştım. On günde yazmamı istediler, ilk üç gün başka işlerim nedeniyle bir satır yazamadım. Zaman daraldıkça kendimi kıstırılmış ve çaresiz hissettim, karalar bağladım. Dün bitirdim, bugün temize çekip yapım şirketine gönderdim. Yarın son gündü, yarın yollayabilirdim ama bitmesi-gönderilmemesi beni perişan ederdi.

Böylesi bir iş bitince, üzerimden ağır bir yük kalkınca sahiden şehrin üstünde uçmak istiyorum. Mecazen söylemiyorum bunu. Yükseklik korkum vardır,  uçmaya filan gelemem aslında, mecazen de olsa değişmez,  adam akıllı bir flaneur filan da sayılmam. Öyle oluyor ki haftada sadece iki gün evden çıktığım oluyor, insanlarla karşılaşmıyorum, yolculukları sevmiyorum şu bu... Ama tam da o zamanlar işte, her yere yürüyebilirim gibi geliyor, koşabilirim, bağırabilirim, tanımadığım insanlarla uzun uzun konuşabilirim filan.

Askerlik bittiğinde garnizondan çıkarken ayaklarım çok hafif gelmişti, kurtuluyorum ya, heyecandan ağırlığı ayarlayamıyordum, böyle zamanlarda aynen öyle adımlar atıyorum, uçuyorum gibi geliyor, tüy gibi...

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails