Cumartesi, Kasım 19, 2016

Önsöz




Serüven’in fikir olarak ortaya çıkışıyla, “dergi” olması arasında iki buçuk ay gibi kısa bir zaman var. Raşit Çavaş’a, “Bir dergi düşünüyorum” dediğimde, “Tamam, yapalım!” dedi. Sadece bu kadar… Bana “aşk, gözyaşı, kan, ter ve ihtiras” vaad eden bir serüvene atılmak kalmıştı. Daha önce Çizgili Hayat Kılavuzu’nu (İletişim Yayınları, 2002) birlikte hazırladığımız arkadaşlarla konuştum. Hemen herkesin beni heyecanla desteklemesiyle daha da heveslendim. Bazen sırf adettendir, şıklık olsun diye duygusal ifadeler kullanılır. Ama bütün samimiyetimle yazıyorum: Serüven hayata geçtiyse eğer, bunun nedeni tek kelimeyle “paylaşmaktan kaçınmayan” insanlardır. Umut ediyorum ki, bizi vareden bu heyecan, Serüven’i kimselerin görmediği ayrıntıların tarihçisi, neşeli ama iddialı bir yorumcu ve alanın haysiyetli bir dergisi yapmaya da yeter.

Dergi çıkmadan önce, “Nasıl bir dergi?” diye soranlar oluyordu. Bir şeyler anlatıyordum elbet ama hep söylediğim bir söz vardı: “Hele bir yola çıksın, kervan yolda düzelir”. Ama bu, kervan’ın yola çıkış nedeni olmadığını veya bir tavrımız bulunmadığını göstermez.

Serüven’in alt başlığı olan “çizgi roman araştırmaları dergisi” ibaresinin oldukça açıklayıcı olduğunu sanıyorum. Çizgi romanı üretici, okuyucu, koleksiyoncu, meraklı veya akademisyen ilgilerini kapsayacak biçimde ele almaya kararlıyız. Çizgi roman kavramını bilinen, tartışılmaz bir bilgi kategorisi olarak ele almaya niyetli değiliz. Çizgi roman denildiğinde akla gelen her türlü ürün, anlayış ve tutumlara karşı eşit mesafede durmak istiyoruz. Çizgi romanı kapalı bir metne, fetişleştirilmiş bir nesneye dönüştürmemeye çalışacağız. Çizgi romana içeriden bakan “fan” metinleri kadar onun doğasını sorgulayan denemeleri de kullanacağız. Bu, kimi zaman tutarlılık ve birliğe direnen, birbirleriyle çelişen metinlere yer vereceğimiz anlamına da geliyor. Böylesi bir “karmaşa” Türkiye’de çizgi roman araştırmaları gibi bir alanın sınırlılıklarıyla da maluldür kuşkusuz. Serüven adını seçişimizin bir nedeni de bu: bilinmeyen, daha önce keşfedilmemiş bir kıtanın kaşifleri gibi hissediyoruz kendimizi. Daha önce konuşulmamış çizgi romanlar, kayıp çizerler, unutulmuş ayrıntılar, görünenin arkasındakiler bizi hep meşgul edecek. Serüven’in seyir defteri, umarız, geleceğe güçlü bir arşiv olarak kalır. 

[Nostaljik görünüyor biliyorum, eski yazılarımı bloga yüklüyorum. 2004 yılında çıkardığımız Serüven için yazdığım önsöz.]

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails