Pazartesi, Kasım 14, 2016

Dünya


Geçen hafta, okumaya-yazmaya, iş yetiştirmeye o kadar odaklandım ki... Sosyal medyaya hiç bakmadım, zaten yıllardır televizyon seyretmiyorum. Evden de çıkmayınca, gençlerle karşılaşmayınca, hepten uzaklaşmış olmalıyım ki tam anlamıyla dünyadan kopmuşum. Tivitır'da gördüm, Amerika'nın başkanı değişmiş örneğin, önce bir parodi sandım, meğer değilmiş.

Üniversitede popüler kültür çalışırken, olup bitenleri mutlaka izlemem gerekir gibi gelirdi. Delice bir tutkuyla aktüeli izlerdim. Evde gazeteler keser, dosyalar, kutular yapar, istifler, malzemeyi başlıklara ayrırırdım. Bazı gazeteleri ve dergileri izleyememek beni kahrederdi. Sırf bu nedenle ktüphaneye gider, fotokopiler çektirirdim.

Sonra gazete-medya tarihi çalıştıkça bu huyumdan vazgeçtim. Güncel gazeteleri ve köşe yazarlarını takip etmeyi doksanlı yılların sonunda bıraktım. Kütüphaneye gidiyor, sadece eski gazete okuyordum, o dönemden kalma onlarca defter, binlerce sayfa fotokopi, evin bir yerlerinde duruyor. 1930-1950 arası çıkan yayınlara yönelik merakım,bir ara o kadar arttı ki, bütün dünyamı kaplar hale geldi.

Galiba bir on yıldır televizyon izlemiyorum, daha fazla da olabilir. Sansür yüzünden tek bir şey seyretmez oldum. İnternetten toparladığım filmleri, dizileri seyrediyorum o kadar.

Altı yedi yıl olmuştur, Türkçe edebiyat dosyaları okuyorum, ekmek parası, yayınevine gelen dosyalarla geçiyor ömrüm. Gazetelerin eskisi yenisi filan kalmadı. Arada yaptığım işlerin duyurusunu yapmasam, blog dışında sosyal medyaya hiç girmemiş olacağım. Durumumu benzersiz gördüğüm için söylemiyorum bunları. İnsanın ilgileri değişiyor onu demek istiyorum. Kimi olaylarda geçen pek çok ismi bilmiyorum artık, kim oldukları hakkında zerre fikrim yok. Bir yayınevi, bir tv sunucusunun kitabını yayımlamış. Bunu söyleyen gençler, popülist seçimi nedeniyle o yayınevini eleştiriyorlardı, ben bilmiyorum mesela, yüzünü görmedim, adını bile bilmiyordum o sunucunun. Bu ne ki denebilir, yirmi yıl önce böyle değildim, bilirdim.

Yaşlandıkça bu inziva halim koyulaşacak onu iyi biliyorum.

Emekliliğime bir buçuk yıl kaldı, arada dünya bastırınca hatırlıyor, oturup gün sayıyorum.

1 yorum:

Sokrates'in Yeğeni dedi ki...

Bence olup bitenlerin yaşınızla bir ilgisi yok. Ülkenin de dünyanın da gündemi mezbelelikten farksız. Gazetelerin, televizyonların, internetin içeriğinin büyük kısmı değersiz. Kayda değer diyebileceğiniz epey az şey var. Demem o ki, insanın bünyesi uzak durmayı doğal bir biçimde seçiyor.
Selamlar...

Related Posts with Thumbnails