Erdoğan’ın İsrail’le yakınlaşması, İslamcılar ve
partililer arasında ister istemez bir dalgalanma yarattı, ahım şahım bir şey
olmadı elbette, ilk andaki şaşalamalarını saymazsak, dert bile edilmedi hatta. İHH,
evvela mırın kırın etmişti, sonra sosyal medyada, yanlış anlaşıldık türünden
açıklamalar yaptılar, özür dilediler. Bana ilginç gelen bir şey söylemişler, ona
takıldım. Diyorlar ki biz “İsrail’le örtünen çıplak kalır” atasözünü kullandık,
yanlış taraflara çekildik şu bu… Böyle bir atasözü olabilir mi? Yazıyı bu
sebeple yazıyorum. Mümkün mü? Atasözü nedir bilmiyor olabilir mi bu arkadaşlar?
Olabilir galiba.
Buradan şuna geleceğim, İslamcı ve partili yayınlar, bir
süredir, takıntı halinde, kültür dünyasındaki Beyaz Türk İktidarından söz
ediyor, evirip çevirip, birilerine saydırıyorlar. Okur yazar bir tabanları
olmadığı için, kendilerini okuyup anlayacak birilerini hasımlaştırmaları pek
akıllıca gelmiyor bana. Anlamıyor değilim, sürekli hasmanelik yaptıkları için
devamlılık gösteriyorlar elbette. Beyaz Türkler kadar Geziciler, Gezi Şiddeti
gibi nitelemeleri de var. Dönderip dolaştırıp, allayıp pullayıp, bunları birilerine yaftalıyorlar. Bir eleştiri
okuyacağım, bir fikir öğreneceğim sanıyorsunuz, herkesin derdi ikbal
olduğundan, okura değil partililere yazdıklarından, danışmanlık alırım
şehvetiyle seslerini yükselttiklerinden… keçi boynuzu bile çıkmıyor yazılardan.
Keçi boynuzu eksik oldu, saynsfikşın diyaloğu gibiler,
başka bir alemdeler. Büyük bir hararet gösteriyorlar ama ortada ona tekabül
edecek bir fikirleri, bir mukayeseleri yok demek istiyorum. Gezi şiddeti
diyorlar, adını bir türlü doğru söyleyemedikleri ve bir türlü IŞİD
diyemedikleri örgüt, hemen her gün birilerini katlediyor, gıklarını
çıkarmıyorlar. Ağızlarında bozuk plak gibi Laikçi, Ulusalcı, Kemalist lafları… Akılları
fikirleri partizanlıkla. Hakikaten sıkıcılar. Bu sıkıcılıkla, bu kifayetsizlikle
kültür alanında nasıl iktidar olmaya talipler akıl alır gibi değil. Dedikleri
gibi bir iktidar, dedikleri gibi bir şiddet diyelim ki var ama hangi akılla,
hangi argümanla bir alternatif getiriyorsun? Hangi muhakemeyle IŞİD’in yapıp
ettiklerini yok sayıyorsun da lafı Gezi’ye getirebiliyorsun. Son bir yıl içinde
yüzlerce masum insan öldürüldü, nasıl bir izandır bu?
Üstelik IŞİD’in yapıp ettiklerine hiç bakıyorlar mı
bilmiyorum, davulun sesi uzaktan hoş geliyor, sen-ben ayırmıyor, düzlüyorlar
halbuki. Charlie Hebdo filan diyerek savunulacak yerde değiller, Müslüman’a yakışıyor
mu, hiç olur mu noktasında hiiç değiller. Dört gün önce İstanbul, dün Bağdat… Biz
demokrasi tartışıyoruz, bunlar canlı bomba, ölmeye ve öldürmeye hazır
dolanıyorlar. Şimdiki parti danışmanlarının -vakti zamanında- okuyup yazarken dillerinde pelesenk
ettikleri Habermas’miş, Giddens’miş dinlemeyecekler, bunların elinde got got
eden herkes hendeğe indirilecek çünkü. O pahalı evler, o ipek elbiseler, o
sosyete Müslümanları, o yüksek tavanlı Osmanlı kahvehaneleri, o istişare
toplantıları filan kalmayacak. Onların gözünde hepimiz çekiç ile örs
arasındayız. Diyeceğim, karınlarını
sirkeye yatıranlar, şerbet çıkacak sanıyorlarsa yanılıyorlar, elinde silah olanın kitapla muhakemeyle işi olmaz. Zırnık çıkmaz heybelerine. Selimiye'nin beş yüz yıl gerisindeler.
Bu da mı atasözü değil, Hakim Bey?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder