
Bunu, tahkir ile sarkastizm arasında salınan, ‘yuh artık bu kadar olmaz’, ‘başka bir dünyada yaşamak istiyorum’ ifadeleriyle nitelenen, dumur olma biçiminde tezahür eden, geniş anlamıyla (siyasi) magazinin yediveren bereketine dayanan bir eleştirellik olarak tanımlayabiliriz. Sezyum, tam da bu noktada duruyor ve batıdaki karşılığıyla tipik bir geeker gibi ‘seyreyliyor’… Tv ve internet arasında gezinen, download ve zapping kültürünün bir parçası olan, kültür temelli bir eleştirellik kuran, zekâ ve dil oyunları yapan, otobiyografik nitelikte mahremiyetini döken, kendini komikleştiren bir yazar. Manşet düşünen bir gazeteci ya da slogan bulan bir reklamcı gibi aktüel yaşayan, açık ve doğrudan siyaseti, görsellere-eskilerin deyişiyle foto montaja yükleyen ‘jpeg ressamı’ ki burada Andy Warhol’un ‘ben kitap okumam sadece resimlere bakarım’ sözünü hatırlamak gerekiyor. Gırgır da Özal’ın portresini para birimi olarak kullanırdı, derginin her yerinde o imgenin ilgili ilgisiz yer bulması muhalefet göstereni sayılır ve takdirle karşılanırdı. Osmanlı karikatüristlerinin Abdülhamid’in burnunu evirip çevirmesi de buna benzetilebilir; imge posterleşir, ideolojinin yerine ikame edilir. Sezyum’un yönetici siyasetçilerin, genellikle Başbakanların yüz ve fotoğraflarını farklı görsellere taşıması, yeniden üretmesi, onları komikleştirmesi siyasi bir tavır, o bunu önemsemiyor bile olsa sonuçta bu bir gösterge, çünkü böylesi ‘resimlerle’ hatırlanıyor ismi.
Kaan Sezyum’un bana ilginç gelen yönü edebi arayışları ya da kıvrak bir dille yazılmış paragrafları değil. Ancak ve ancak muhatabı konuşursa konuşabilen, eleştirisini onun yapıp ettiklerine göre belirleyebilen, kendini karşıtına göre kimliklendirebilen anti medya (siyaset) korosunun dışında kalabilme çekingenliği ilginç. Geeker olduğunu söylemiştim, olumlu ya da olumsuz bir anlam yüklemiyorum buna, sadece onu taze tuttuğuna işaret ediyorum. Dâhil edildiği koronun ideolojik payandasızlığını fark ettiğini sanıyorum. Siyaseti ve siyasetçileri sevmeyen, bu sevgisizliğini güncel siyaset ve aktif siyasetçilere yoğunlaşarak kuran bir tutum, genç ergen sabırsızlığı ve öfkesiyle sürdürülüyor; güçlü bir toplumsal eğilim bu ve yakın zamanda pek değişecek gibi görünmüyor. Üstelik Türkiye’de hep sağ partiler iktidar olduğundan, siyaset ve siyasetçi sevmezliği solculuk sayılabiliyor.
Görünen o ki, ileride Başbakanlar ve hükümetler değişecek, yeni jpeg dosyaları açılacak, Sezyum kendinden ve tuhaf hayat detaylarından bahsettiği, bunları siyasetçi görselleriyle süslediği yazılar yazmayı sürdürecek… İnternette dolaşan Amerikan menşeli deyişlerden biri, sarkastik tutumun aptallığa karşı en doğal savunma hakkı olduğunu iddia ediyor. Yaşadığımız hayatın, siyasetin ve toplumun içine sızan, kendine özgü mecralar ve yazarlar yaratan sarkastik tutumun incelenmesi gerekiyor. Kaan Sezyum yazıları bunun nitelikli bir örneği bana kalırsa.
Radikal Kitap, 17.9.2010
1 yorum:
şuradaki şiiri beğeneceğinizi umuyorum.
http://i.imgur.com/cAzTT.jpg
Yorum Gönder