Renklerden biri: Calûd, hayatını altüst edecek bir şey
yaptı: Tam on altın saydığı bu ejderha menisini bir dikişte içip bitirdi. Çünkü
Esmeralda’yla birlikte olmasına sekiz saatten az bir zaman kalmıştı (İhsan
Oktay Anar, Kitab-ül Hiyel).
Renkler, rüyalar
ve bakkallar: Şehrin bitiminde, denize yakın mahallenin çocuklarının rüyası da,
gerçeği de bir bakkal dükkânıydı. Mavi, kırmızı, sarı, yeşil renklerle,
kağıtlarla, uçurtmalar, uçurtma kuyruklarıyla, türlü kutular, fenerleriyle bir
bakkal dükkânı, bir mahalle bakkalı, çocukları büyüler, çeker kendine. Bu sade
sözünü ettiğimiz mahallenin çocukları için değil, dünyanın bütün çocukları için
de böyledir az çok (Sabahattin Kudret Aksal, Gazoz Ağacı).
Şehrengiz: Bir şehri çevresi, yaşayanları ve tarihiyle
anlatan eserlere verilen isim.
Pazar Ayini: “İlâveleri okuduysan bana verir misin
Nermin?” Küçük burjuvanın pazar ayini esas itibariyle üç kısma ayrılır, oğlum
Selim: ‘Pazar Gazetesi’ -günlük olaylar, makaleler ve bilmece olmak üzere üç
bölümdür- ‘Büyük Kahvaltı’ ve ‘Akşamüstü Kime Gidelim’ sıkıntısı (Oğuz Atay,
Tutunamayanlar).
Naşir: Yayıncı, yayınevi sahibi.
Fotoğraf: Ozan Sağdıç.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder