Selim gibi, günlük tutmaya başlayalım
bakalım. (Oğuz Atay, Günlük) “Yazar olacağım ben” (Orhan Pamuk, İstanbul).
Sızlandı hafifçe kambur, ayaklarının altındaki koca
taşı devirirken, bir tane de başının altında, “Ben yıldızları seyretmeden
uyuyamam.” (Şule Gürbüz, Kambur). Gökyüzünde tek yıldız yoktu. (Emrah Serbes, Her Temas İz Bırakır)
Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti.
(Orhan Pamuk, Yeni Hayat) Okumamıştı. (Tarık Buğra, Dönemeçte)
Ulema, cühela ve ehli dubara; ehli namus, ehli işret ve
erbab-ı livata rivayet ve ilan, hikayet ve beyan etmişlerdir ki kun-ı Kainattan
7079 yıl, İsa Mesih’ten 1681 ve Hicretten dahi 1092 yıl sonra, adına
Konstantiniye derler tarrakası meşhur bir kent vardı. (İhsan Oktay Anar, Puslu Kıtalar Atlası). Tepeye Homeros’un şiirlerindeki gibi tunç bir gökyüzü
asılmıştı. (Mehmet Eroğlu, Rojin).
Babam izin verdi bi kere! (Atilla Atalay, Sıdıka) “Bu bir
teklif mi?” (Murat Menteş, Dublörün
Dilemması).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder