Hızlan, her kitabımla ilgili mutlaka bir şeyler yazdı,
ilkini o kadar da beğenmemişti ama ilgisini hiç kaybetmedi ve hakkımda hep bir
şeyler demek istedi. Hatta on beş yılı geçti, Hürriyet’te birlikte çalışmayı da
teklif etti bana, tabii ki gitmedim. Hayallerimde ne İstanbul oldu ne
gazetecilik…
Programına üçüncü ya da dördüncü defadır katılıyorum. İnsan aralıklarla karşılaşınca mukayese ediyor, artık çok yaşlanmış, ufalmış, ağırlaşmış buldum, zor yaşlarda… yine de bu son randevudan aklımda kalan bir şeyi paylaşmak istiyorum, beni avluda gördü, merhaba bile demeden, pat diye, benimle Mithat Cemal Kuntay’ı konuşmaya başladı, hiç abartmıyorum, sonra başka yazarlar, gazeteciler… Nasılsınız bile demedi, iştahla, hatırladığı maziyi konuştu, bir yaşıtıyla konuşur gibi… Hızlan’ı en çok bu konuşmadaki coşkusu, anlatma ve konuşma iştahıyla hatırlayacağım, bunu anladım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder