Pazartesi, Eylül 28, 2020

Arkadaş Karıları ve Oğuz Atay


İddialara göre Arkadaş Karıları, Oğuz Atay'ın mahlasla çevirisini yaptığı bir roman. Kitabın kapak ilüstrasyonunu o yıllarda birlikte yaşadığı, önemli romanlarını ithaf ettiği Sevin Seydi yapmış...  Hatta, kapakta sol tarafta görünen erkeği Atay'a benzetenler, Sevin Seydi'nin Atay'ın yakın bir arkadaşının boşandığı eşi olmasını hatırlatarak kitabı "manidar" bulanlar  az değil... Seydi'nin Londra'da sahaflık yaptığı söyleniyor, keşke ona sorulsa merakı da var, sonuçta edebiyat magazini, meraklısı ayrıca araştırabilir... Ben bu konularda huysuzun tekiyim, Sevin hanım umarım yaşıyordur ve umarım bu soruları hiç bir zaman cevaplandırmaz diye ümit ediyorum. 

Kitabı okumak istiyordum, "eserin müellifi" Georges Courteline benim aklımda tiyatrocu, tiyatro yazarı gibi kalmış... Roman da daha çok diyalogla, seyirciye konuşur gibi yazılmış... Arkadaş Karıları, hafif tertip erotik bir roman. Daha doğrusu hani bulvar komedileri vardır, hah işte onları, aşk, kıskançlık, aldatma gibi meselelerle kadın erkek ilişkilerine odaklanan, finali giderek yükselen bir curcunayla biten oyunları andırıyor. De Laclos'un Tehlikeli İlişkiler'ini veya Decameron'u hatırlatan tarafları bolca... 

Erkekler, içki masasında biraraya gelip,  arkadaşlarının eşleri, metresleri, sevgilileri hakkında başlarından geçenleri anlatıyorlar. Her biri ironik, dönemi için cesur, mizahi hikayeler... Özellikle baştan çıkarmak için kurulan yalan dolan pozlar, ağdalı cümleler, pragmatik heyheylenmeler güzel istiflenmiş... Ve hakkını teslim edelim, Atay iyi çevirmiş veya tatlı bir dil kurmuş, rahat okunuyor.

Arkadaş Karıları, o yıllarda, iyi satan erotik kitap furyası sebebiyle yayımlanmış bir çeviri, yayınevinin adı dahi Eros... Atay'ın aynı yayınevinden çıkan bir başka tercümesi Kazanova-Çapkın Papaz kitabını bilmeden okumuştum, genellikle erotik kitaplar mahlasla çevrildiği için ayrıca bir dikkat kesilmemiştim. O da hiç fena değildir, esprili, nasıl okutacağını bilen, bayağılaşmayan bir dili vardır, sakin ve haddini bilen ölçülerde edebidir demek istiyorum.

Tabii şunu da söylemek lazım, hele bugünden bakınca kitabın ismi pek "correct" değil, Atay'ın kendisine seçtiği Memet Kerem ismi de kabul edelim, ergen bir tercih gibi duruyor. E bu romanı niye çevirmiş denebilir, geçim sıkıntısı diye açıklamak mümkün ama Atay akademisyen olduğu için belirli bir gelire sahip aslında, diğer yandan kitabın çok satma ihtimali yok, diyelim ki sattı, telif olarak "değecek" anlamlı bir para kazanıldığını sanmıyorum. Geriye oyunbazlık, aşık olunan kadınla birlikte bir şeyler üretmek filan kalıyor... Atay'a daha yakışıyor, ıh mıh dedim ama ben de magazin yaptım işte.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails