Çarşamba, Ekim 24, 2012

Sansür











İleride daha iyi anlaşılacak, yaşıyoruz işte, tuhaf bir sansür var. Aslında var mı yok mu anlamıyorsun. Eskisi kadar kesin ve katı değil. Yok da değil, her yerde karşılaşıyorsun. Var da diyemiyorsun, neler söylenip neler yazılıyor görüp duyunca, okuyunca inanamıyorsun çünkü. Mevcut hükümetle de ilgili değil bu durum ya da sadece Türkiye'yle... Her ülkede tuhaf bir biçimde benzer gerilimler yaşanıyor. Deyim yerindeyse  "tuttuğunu yapıyor" denir ya... İnternette istediğin malzemeye ulaşıyorsun sonra bir duyuyorsun ki bir şeye yasak denmiş...Yasaklanmış, o site kapatılmış, o resim, o film kaldırılmış, giriş engellenmiş şu bu... E diyorsun niye sadece bunu görüyorsun? Ne resimler ne yazılar var, Emmanuelle resmini kaldırmış/engellemiş Facebook mesela... Niye? Çok anlamıyorsun...Bir savcı mı tutturmuş, birileri kraldan çok kralcılık mı yapmış, şirket mi yapmış, şirketi biri mi uyarmış kestiremiyorsun... 

Üniversitede bir dergi çıkartacaktık, Rektör sınırımızı şöyle belirlemişti. Dışarıda 12 Eylüle darbe denebilir ama bu üniversite dergisi, o söylenenden ben sorumluyum, burda diyemezsiniz. Yetkim var dedirtmem deme hakkı olan adamlar vardır, onlar işgüzarlık ederler, size hayatı karartırlar...

Sosyal medyada edilen küfürün, ırkçı ve ayrımcı ithamların haddi hududu yok..Bırakın milliyetçi hezayanları sadece futbol dünyasından insanlara edilen küfürlere bakıyorsunuz, sahiden utanılacak şeyler söyleniyor. Ayıp diyeceksin, ayıbı geçmiş durumda işler güçler...İster istemez mukayese ediyorsun, buna niye karışılmıyor? Sansürün sınırı ne? O sınırı kim belirliyor? Kim ölçüp biçiyor? Örneğin bir resmin, bir filmin, bir romanın müstehcen olduğu nasıl anlaşılıyor? Bilirkişilerle konuşmaya çalışırım çünkü onlar mahkemelerin mantığını bilirler. Medyanın mantığı, televizyonun mantığı, edebiyatın mantığı, sinemanın mantığı birbirinden farklıdır.

Hukuk, her zaman hayatın gerisinde kalırdı ama bence, bugün hiç olmadığı kadar uzaklarda seyrediyor. Davaya bakıyor, dosya profesyonelliği yapıyor, içtihat diyor, kamu vicdanı diyor vs vs...Yetişemiyor veya anlamıyor, özellikle karışmıyor...Cevap verebileceği yerlerden soru sorulsun istiyor...Kendisi de soruları ordan soruyor...Mesele müstehcenlik değil yetersizlik aslında...

Nefret söylemiyle ilgili tek bir şey yapılmıyor, hiç bir savcının aklına bu gelmiyor, bundan rahatsızlık duymuyor mesela...Bildik örf ve anane diskuruyla birilerine yöneliyor ve ordan yürüyorlar...

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails