Önce metni paylaşayım, anlatım dilini görünce ilgilisi fark edecektir, metin eski yazıyla yazılmış...Dil, haliyle hem dağınık, hem dilekçe havasında...ama güzel...
"Bir asır evvelki Kırım muharebesinde Kırım'dan İstanbul'a çıkan 12 bin haneden ibaret Kırım muhaciri içinde bulunan babam Hüseyin ve diğer iki kardeşi varmış ve bu üç kardeş Abdülkadir oğulları olup ve babaları Ruslar tarafından şehit edilmiştir ve yetim kalan bu üç oğlu muhacir olarak 12 bin hane ile İstanbul'a çıkmıştır ve üçünün de isimleri Hüseyin ve Sabit ve Murat ve bu üç kardeşin en büyükleri babam Hüseyin'dir ki 14 yaşında olup ve diğer amcalarım Sabit ve Murat daha küçük imiş ve amcam Sabit ile Murad'ı İstanbul'da Sürah Paşa yanına almış ve bu çocukların atalık hakkı benimdir diyerek ve bunları okula vereceğim diyerek babam Hüseyin'den ayırmıştır ve babam Hüseyin'i Nevşehirli bir şahıs Nevşehir'e götürmüş ve Ankara'ya gelince o zamanda seri vasıta olan ata binmekten acizlenip yanından ayrılmıştır ve bulunduğumuz yerde ikamet etmiş ve cehalette ömrü geçerek bir daha İstanbul'da kalan kardeşlerinden haber alamayıp hatırladıkça ağlamakla ömür geçmiştir ve ben dünyaya gelmeden üç ay evvel vefat eden babamı göremedim ve köyün büyüklerinden işittiğim bu malumata göre İstanbul'da kalan amcalarımın evlatlarını bulmak ve görmek için [bu ilanı] gazeteye veriyorum ve Sabit ve Murat evlatlarına bu yayım tesadüf ederse dikkat etsinler. Kırım'da kalan dedemiz nüfus kütüğünde Abdülkadir ki benin ismimdir ve ben gibi bu hadiseyi duyan ve bilen ve şüphelenen varsa vermiş olduğum adrese mektup yazmasını çok rica ederim."
Kırşehir İli Kaman İlçesi Kurancili Köyü, Kırım Nogay muhacirlerinden Hüseyin oğlu Abdülkadir Pirhan"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder