Pazar, Ocak 01, 2017

Kaos


Kafa için Alayına İsyan isimli bir çizgi roman yapıyoruz, ben yazıyorum, Sefa (Sofuoğlu) çiziyor. Kenar mahalleli işsiz güçsüz iki gencin Ejder ve Neco'nun gevezelikleri üstüne bir hikaye bu. Sefa, yılbaşı için bir şey yapalım istedi, Yukarıdaki espriyi kullanmıştık.

Sabah bir öğrendim ki yine canlara kıyılmış. Bu kadar gerersen ortamı çeşit çeşit insan var, aklı başında olanı zaten az bulunuyor, illa biri çıkıyor, dibi bulduruyor bize. Muktedirlerin bize bahşettikleri hayat bu. Tutamıyorlar ülkeyi. Güçleri yeri yurdu belli memura, gazeteciye yetiyor.

Bu noktaya nasıl geldik? Herkesin bir cevabı var, ben gözümle gördüğüme inanıyorum örneğin, bugün Suriye'de kendilerine karşı savaştığımız  radikalleri, Ankara'da, Ulus'ta gündüz vakti, herkesin ortasında eğitim alırken gördüğüm için ne dense inanmam. Bu insanlar, siyasi iktidar eliyle, şu veya bu nedenle, korunup kollandılar, şimdi rüzgar başka türlü esince, kendilerince, keyiflerince, canları ne çekiyorsa hesap kesiyorlar.

Peki bu söylediklerimin kime ne faydası var? Söylenmek, sövmek, hatırlatmaktan başka bir şey yapamıyoruz. Haklı olmak, haklı olduğumuza inanmak bir şeyi değiştirmiyor.

Birlikte yaşayabilme inancı ve çoğulculuğu, kaos olduğunda berhava olur. İnsanlarımız korku içindeler. Şehir merkezlerine, çarşıya pazara inen herkes bu büyük tedirginliği görebilir, görmeyen ya bilerek görmek istemiyordur ya da intikamcı kahraman rolü kesiyordur.

Kaos varsa, siyaset, ekonomi ve gündelik hayat yaşanmıyor demektir. Kaos ses yükseltme ve bağırma zamanıdır, eğitimliler değil fanatikler öne çıkarlar ve sıradan insanlar bağıranlardan birini kazanıyor sanarak, cereyana kapılırlar.

En azından bu bağırışa katılmasa seçilmişler, hükümet olanlar. Kazananı yok bu işin çünkü.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails