Pazartesi, Haziran 08, 2020

Çizgilere Derkenar 17


Gazetelerin-dergilerin popüler kültürün hayati bir mecrası ve yönlendiricisi olduğu günlerden kalma bir ilan... Sinema ve güzellik yarışmalarının "patladığı" bir dönemde Sezgin Burak'a Pazar dergisinin duyuruları için ilüstrasyon çizdirmişler. Burak'ın Avrupalı bir çizgisi vardı, çizdiği kraliçeyi görünce bir kere daha anladım ki kadınları da erkekleri de herhangi bir "Viking" hikayesinde rahatlıkla  kullanılabilirmiş. Kraliçe, Türk değil de bir Alman veya İsveçli gibi duruyor... Sonuçta, reklam ilüstrasyonu bir cazibe ve hayal "satar", Sezgin Burak tahayyülündeki güzeli mi çizmişti, yoksa ondan özellikle mi böyle bir şey çizmesini mi istemişlerdi...


Çizgileri ilk gördüğümde Suat Yalaz çizmiş sandım, değilmiş, Suavi Süalp absürd reklamlarında galiba uygun görmüş veya bilmiyorum etkilenmiş-denk düşmüş benzer bir çizgi paylaşmış...  Diğer yandan mizah nasıl da değişiyor: "Hepsi Kola'nın terkibinde zamk-karbonat kireç bulunur... Hem için hem de gömleğinizi kolalayın" esprisi zamanında da inanılmaz komik değildi ama revaçtaydı. Acaba diyorum, beklenmedik mi geliyordu insanlara, ondan mı komik sayılıyordu. Asistan olduğum ilk yıllarda, insanların nelere güldüğünü tarihsel olarak tespit etmek istiyordum, zihin açıcı bir çaba olmakla birlikte nafile olduğunu çalıştıkça anladım. Mizahın tuhaf bir geçiciliği ve an'a teyellenen garip bir ruhu var, zaman geçtiği an kayboluyor ve hatırlanmıyor.


Karikatür, ellili yıllardan Semih Balcıoğlu'ndan.  Eşkıyalar, kaç ikiyi öldürdüklerini sayıyorlar, fıkra gibi, fıkranın sonunda Kürtajcı doktor yaptığı işi söylüyor, katiller hemen secde ediyorlar. Dönemin mizahı açısından, hele zanaat olarak doğru bir klişe kurulmuş. Oysa esere bugünden bakıyor ve gülmüyoruz, çünkü artık kürtaj suç değil-yasak değil... hayat başka türlü gelişti, "katil" vurgusu unutulup gitti. İspat edemem ama Balcıoğlu'na çiziminden yirmi yıl sonra bu karikatürü göstersek, o da çok memnun kalmazdı. Zamanelik telaşı, gazeteci tepkileri karikatürün hem gücü hem de zaafı...


Avni İnsel'in romanının kapağı, en azından yazarının iddiasına göre Cemal Nadir'in çizdiği son çalışmasıymış. İç sayfalarda özellikle belirtilmiş. İlginç olan Nadir'in imzasına bir de tarih eklemesi...Kapakta yazarın ismi yok, buna karşın çizerin imzası, çizim tarihi var, ilginç diyelim, geçelim.


Cahit Uçuk'un (Cahide Üçok) Siyah Dantelli Şemsiye (1954) kitabına çizilmiş iç resimlerden biri. Yalçın Çetin çizmiş. Kitapta Suat Yalaz'ın da çizimleri var, benim anladığım birinden biri işi eksik teslim etmiş, diğeri sonradan gelip tamamlamış. İlüstrasyon, Yalçın Çetin'in bildiğimiz karikürist çizgisinin dışında olduğu için ilginç geldi bana...

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails