Perşembe, Şubat 06, 2020

Son Okuduklarım 39


Koyda, yumuşacık mı demeli, işte öyle bir novella. Sayfiye havası, yazlık rehaveti... Katherine Mansfield, sahilde (özellikle bir evin çevresinde) gezdiriyor bizi. Çocuklar, yaşlılar, yalnızlar, huysuzlar, kediler, mutsuzlar, eksiklik hissedenler, konuşan bahçeler ve köpüren dalgalar... İpek gibi yumuşak ve güçlü, akılda kalan "sahneleri" var.  Kumdan Sokaklar için ne diyebilirim? Paco Roca, Giordino berraklığını, edebiyat tutkusu ve rüya temposunu harmanlamak istemiş.. Ortaya metinlerarası bir hikaye çıkmış. Neyin "gerçek" neyin "rüya" olduğunu güçleştiren bir anlatıcı üslubuna sahip... Doğal olarak kendini tekrar okutuyor, neydi, neyi işaret etti filan...

Sarı Duvar Kağıdı, Charlotte Perkins Gilman'ın ünlü "sembolik" hikayesi... Maria Brzozowska resimlediği için aldım "albümü". İyileşmesi ve rehabilite olması için sarı duvar kağıtlı bir odaya "kapatılan" kadının günbegün "delirmesi" anlatılıyor. Sembolik demem, kadına özgü cinsiyet rolünün kıstırılmışlığını, erkek aklı ve buyurganlığını (hatta sağlık siyasetinin güdüklüğünü) deşifre etmesinden... Görseller ise tararım olarak daha iyi istiflenebilirmiş. Moliéere'in Don Juan'ı "kötüler cezasını bulur" gibi edepli bir çıkarımla nihayetleniyor. Dönem sansürü, öğretme arzusu filan sıralayarak bunu gerekçelendirebiliriz. Final, bugünün okurunu "kesmez" demek istiyorum. Güzel olansa Moliére'in diyaloglarının lezzeti... Büyük ve benzersiz bir gösteri...


Memelerimin Tarihi'ni içindeki Wolinski vinyetleri için aldım...Sonradan baktım ki, künyede filan ismini geçirmemişler. Halbuki eserin frapan adını bir kenara koyalım, Wolinski hele Fransa'da kitabın yazarından daha ünlüdür. Bizde atlamışlar ya da önemsememişler diyelim. Kitap, eğlenceli, akıllı, ne yazdığının farkında olan bir yazarın elinden çıkmış. İyi bir metin.   Avara Kasnak, yazma idmanı mı demeli, maksat zanaat körelmesin mi, haliyle Ferit Edgü'nün en iyi metinleri değiller, eskiz gibiler. Fülüt Nağmeleri, alt başlığına aldanmayın, ticari kaygılarla eklenmiş, o ölçüde ilgisi yok... Kuzey Amerika yerlilerinin sözlü kültüründen derlenmiş "masallar-meseller" olarak nitelenebilir kitap. Şamanik kültürlerde görülen çıkarımlar, akılda kalıcı nasihatler ve yaşlıların genç nesillere "bilgi aktarımı" olarak görülebilecek öyküler... Yüzyıl, GaleriNev'in her yerde bulunmayan bir Abidin Dino kitabı...Güzel basılmış, iyi hazırlanmış bir sergi kitabı demek daha doğru... Sol sayfada açıklama, sağ tarafta resim, eskiz, ilüstrasyon kullanılarak Dino'nun çizimleri derlenmiş. . Dino, çizerken düşünen biri olduğu için  çok üretmiş bir ressam... Albüm, o toplamdan bir niş...


Gizli Günce'yi hiç bilmiyordum, okurken şaşırdım. Puşkin, iddiaya göre cinsel hayatını anlattığı günlüğünün ancak bir asır sonra yayımlanmasını vasiyet etmiş...Yüz elli yıl sonra ilk kez İngilizcede çıkmış, o günden beri de metnin "sahte" olup olmadığı tartışılıyormuş... Hatta bizde de ufak çapta bir gürültü kopmuş... Çevirinin başında yayıncı eleştiri ve hakaretlere bir cevap niteliğinde metin eklemiş... İşin içine Nazım'ın Puşkin'i çok sevmesi filan bile katılmış... Saçma tartışmalar, yayınevi haklı. Puşkin, coşkulu, yazarlığı ve şairliği kadar hayatıyla da meydan okuyan bir "karakter"... Nasıl öldüğünü düşünün! Okurken, yapar mı yapmaz mı (sahte mi değil mi) diye kendime sordum, Puşkin'in böyle bir metin yazabileceğine inanıyorum. Metne gelince, ha, okumasaydım olurdu, ama meraklı bir okur olarak eksik kalırdım. Diğer yandan herkese göre değil... yine de şunu demem gerekiyor, erotik edebiyatın iyi bir örneği, meraklısı mutlaka okumalı. Bobo, son popüler çizgi kahramanlarımızdan. Çizgili dergiler, tükendiği için yeni işlerin yaygın bir beğeniyle karşılaşması, bu engeli aşabilmesi artık hiç kolay değil. Serkan Altuniğne, bunu başarabilen sayılı üreticilerden biri...  Evcil hayvan beslemek, onlara "insani" karakter atfetmek, metropol orta sınıf sohbetinin bir parçası oldu... Hemen her yerde, bizatihi hayvanseverler tarafından paylaşılan kedi ve köpeklerle ilgili komik videolara, esprilere rastlıyoruz. .. Böyle bakınca Bobo'nun espri dengesi yeni değil, olamaz da... Ne'si ilginç veya başarılı dersek, aptallıkla sevimlilik arası seyreden naif dünyası güzel kurulmuş. İnsanlara iyi gelen, Bobo'nun iyimserliği galiba...

Değirmencinin Karısı'nı Tomris Uyar çevirdiği için aldım.Yetişli yıllardan kalma... İsim başlı başına komik. Bir halk hikayesi aslında, sadakatle kocasından başkasını "görmeyen" güzel bir kadının etrafında gelişiyor. Salak erkekler, entrikalar vs. Teatral bir komikliği var, Ahmet Vefik Paşa sahneletebilirmiş... O derece eski ve karton... Ama kurgusu, anlatım biçimi ve neşeli dili güzel... Kapağı Bedri Koraman çizmiş. Milliyet'in mizah dizisinin kapaklarını galiba o çizmişti. O faslı ayrıca sevimli. Bozkır Rüzgarı, Siyah Kalem... Mazhar İpşiroğlu'nun ünlü ressamı anlattığı long seller kitabı...Gençken kitabı pahalı olduğu için alamamıştım, prestij kitap olarak bir üst rafta dururdu, kitabevine her gittiğimde imrenerek baktığımı hatırlıyorum... O tarihlerde gugıl filan da olmadığı için Siyah Kalem nasıl çizmiş, neler çizmiş bakamıyorduk... Moğollar, İslam topraklarını fethettikçe , kendi kültürlerini de beraberlerinde Asya'dan getirirler. Siyah Kalem, resmin yasak olduğu bir dünyaya bozkırın heterodoks unsurlarını taşır. Melez bir üslupla ürettiğinden olmalı, hem kabul görür, hem de bugüne kadar yaşar. İpşiroğlu, sakin ve akademik bir dille o üslubu ve tarihsel dönemi bize anlatır. Okuyup geçiyoruz ama o gün için, çok kültürlü bir okuma ve tarama yapmak gerekiyor, metnin halen yaşıyor olması, bunu başarmasından kaynaklanıyor. 

1 yorum:

Levent Cantek dedi ki...

Şöyle bir mektup aldım (2 Şubat 2022)
"Merhaba, 6 Şubat 2020'de Mazhar İpşiroğlu'nun Bozkır Rüzgarı kitabından
bahsetmişsiniz. Kitap benim de ilgimi çekiyor ancak içeriğini
inceleyebileceğim bir yer yok. Siyah Kalem çizimleri, paylaştığınız turuncu
kapaklı basımın içerisinde renkli olarak gösterilmiş mi? Teşekkürler."

İlginçmiş, cevaplayayım: "Evet, renkli"

Related Posts with Thumbnails