Çarşamba, Nisan 13, 2022

Son Okuduklarım 50

Kurt, Hemingway ve Melville tadında bir doğa anlatısı, Çoban ile Kurt hikayesi de denebilirdi, birbirleriyle olan mücadelelerini okuyoruz. Ben en çok sonsözü beğendim, akıllı bir metin olmuş, ki bu tür metinler pek fena olabiliyor veya tercümesiyle okunmaz bir halde sunulabiliyor. Kendine İyi Bak, iç sesiyle yollara düşen, kırık kalpli bir aşığın seyrüseferini anlatıyor, iyimser ve hayat dolu...Kahramanımız yeni taşındığı evde, tadilat yaparken 1976 yılından kalma, sahibine ulaşmamış bir mektup buluyor ve kendiyle özdeşleştirerek, sanki o mektup sahibine ulaşırsa her şey değişecekmiş gibi bir hisle yollara düşüyor... Haliyle yol boyunca değişiyor, iyileşiyor... Dağın Kalbi, tam bir muamma hikayesi. Paul Auster, kuşku duyan modern insanın paranoyasını defalarca güzel anlattı, Auster dedim benzer türden hısım akraba bir hikaye okuyoruz. Komplo teorileri, aşırı yorumlar, ajitatif çıkışlar, bilgi kirliliği, kesinlik iddiaları ne dersek diyelim hepimizi etkiliyor. Mimarlık öğrencisi Pierre de tezi için  araştırdığı kaplıcanın esrarına kaptırıyor kendini... Polisiye tadında bir bulgudan diğerine sürükleniyoruz.  Karanlıklarda Yazan Adam, bir Lovecraft biyografisi, doğrusu bir parça daha karanlık ve saplantı bekliyordum, galiba şahsına münhasır bir biçimde muamma artırıcı bir şeyler daha... o kadarını bulamadım ama genel olarak iyi toparlanmış bir senaryosu var.

Pierre Christin'den Orwell biyografisi, üstadın ustasına olan saygısını anlıyorum ama hikayesizliği, zaafiyetsizliği kabul edemiyorum, albüm ansiklopedi maddesi gibi olmuş... Bir de künyede çizimler Christin denmiş, yanlış olmuş. 1984 uyarlaması, a la mode duruyor, distopyanın ruhuna uygun soğuk ve mesafeli bir çizgi seçilmiş, romana en çok bu üslupla sadakat göstermişler aslında. Westerndeli işi" bir derleme, western fanları, Türkiye'de yayımlanan "kovboy" çizgi romanlarının tek tek dökümünü yapmışlar, az sayıda basılmış, sahaflarda satılıyor... Goya, Beklediğimden iyi bir çalışma çıktı, Goya'nın yaşlılık döneminden bir kesit anlatılıyor, öfkeli, mutsuz, karanlık ve uykusuz yıllarından... Kendini ölümün eşiğinde sayan Goya'nın öfkeli karamsarlığını iyi anlatan bölümler var, insanlara nasıl katlanamadığı, nasıl hoyratlaştığı ardışıklık bakımından iyi kurulmuş. 

Komünün Lanetlileri adından anlaşılabileceği gibi Paris Komünü ve dönemle ilgili (tarihi gravürlerden faydalanarak hazırlanmış) görsel bir anlatı...Çizgi roman ardışıklığıyla anlatılmak istenmiş, gravür malzemesi ister istemez az olunca okuru zorlayan bir metin çıkmış... Diğer yandan ne olursa olsun dehşet güzellikte az bulunur nitelikte bir kitap-albüm... Yine Gel, Nate Powell'ın dilimizdeki dördüncü grafik romanı, hiç şaşmıyor, şahane çizgilere sahip, kurgusu ve dil kullanımı herkese hitap etmiyor ama her zaman ilginç bir kıvamda oluyor, Yine Gel'in hikaye olarak vardığı yer ise güzel ve ilham verici. Tarla Kuşu, ikilinin bir önceki ortak çalışması olan Indeh'ten daha iyi bir albüm olmuş, teknik olarak kötüler biraz belirginleşip sertleşseymiş, ergenin eşiği de büyürmüş, bölüm bölüm hikaye olarak çok başarılı. PKD biyografisi, çizgileri donuk buldum ama senaryo başarılı, beyfendinin paranoyasını, bağımlılığını, yazma iştahını ve marazi esmerlerini güzel harmanlayan bir yorum olmuş.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails