Küfür: Bütün çocuklar gibi, kötülüğünü, anlamını bilmeden
küfür etmeyi öğrendim (Oğuz Atay, Tutunamayanlar).
İkiyüzlüler: “Vatan vatan!..” diye bağırarak bir
imzasıyla bizi ölüme sürenlerin aynı günün gecesinde Fitnat’ın çevresinde
şampanya kadehleri ve kadın dudakları arasında nasıl kendinden geçmiş saatler
yaşadıklarına, kanepeler ve halılar üzerinde nasıl bir fuhuş ve zevk içkisiyle
sarhoş olup sızdıklarına tanık olacağız (Salâhaddin Enis, Zaniyeler).
Öğüt: Birine, bir çocuğa “Ne
akıllısın!” demek korkunç bir şey. İnsanı ömrü billah sersem etmenin en etkin
yolu… Böylece rahat ve sıradan şeyler yapabilme şansı tümüyle elinden alınmış
olur. (Şule Gürbüz, Kambur).
Sıla: “Londra’dayken İstanbul’u hiç de iyi düşünmezdim!”
Pencereden dışarı, Boğaz’a bakıyordu. “Evet, İstanbul’u sevgiyle düşünmezdim, ama şimdi
görüyorum ki, burada dostluklar var, bazı insanlar, yakınlar, tanıdık bir koku,
gövdemi saran ılık bir hava var!” (Orhan Pamuk, Cevdet Bey ve Oğulları).
Tanzir: Bir şiirin beğeniyle modellenmesi, nazire.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder