
Perşembe, Haziran 30, 2011
Çarşamba, Haziran 29, 2011
Salı, Haziran 28, 2011
Pazartesi, Haziran 27, 2011
Pazar, Haziran 26, 2011
Cumartesi, Haziran 25, 2011
Cuma, Haziran 24, 2011
Perşembe, Haziran 23, 2011
Çarşamba, Haziran 22, 2011
Salı, Haziran 21, 2011
Pazartesi, Haziran 20, 2011
Cumartesi, Haziran 18, 2011
Cuma, Haziran 17, 2011
Perşembe, Haziran 16, 2011
Robin... İki Gözüm

Üstteki Batman kapağı doğrudan içerikten alıntılanmış, dizinin kahramanlarıyla ilgili olduğu için ne yapsanız etkili olacak bir kapak bu… Çizgi roman sayfası gibi karelendirilmesi o yüzden…Tekrar edilmiş, çünkü bir tür sansasyon bu…Robin toz oluyor…Neler oluyor neler…
Salı, Haziran 14, 2011
Ben Hâlâ Dolaşıyorum Avare
link
Pazartesi, Haziran 13, 2011
Yaşlı Gemici

Asıl heyecan verici olan Gustave Doré’nin metne eşlik eden çizimleri. Yaşlı Gemici, Doré’nin Avrupa edebiyatının büyük klasiklerine yaptığı eşsiz gravürlerin bir başka örneği olmuş. Ayrıntıcı deseni, kalabalık sahneleri, Mikelanjvari gerçekçiliği ve yoğun emek isteyen ince işçiliği hemen sarıyor insanı. Kitapta sağ sayfada resmin bütünü, solda ise resimden seçilmiş bir kesit kullanılmış.
Doré, resimsiz bir kitabın düşünülemediği bir dönemin yıldızıdır. Kilise süslemeciliğini izleyerek oluşturduğu geniş planlar ve sahne düzenlemelerinde romantik ve kırılgan bir estetik tercih etmiştir. Uhrevi arayışlarla savrulan, pişmanlık çeken tiplemeleri, ahlâkî hesaplaşmaları betimleyen pek çok büyük klasik anlatıya kolayca denk düşmüştür. Doré, güçlü deseni kadar sabrı nedeniyle de benzersiz çizerler ülkesinin asil üyelerindendir.
Pazar, Haziran 12, 2011
Solak Olmak


Solak olmak pek çok toplumda bugün dahi suç sayılabiliyor, çocuklara sağ elle yazı yazdırmaya çalışan öğretmen hikayelerini bugün dahi duyuyoruz. Dedem, babam, erkek kardeşim ve oğlum solaklar... Neler yaşadıklarını dinledim, gördüm, görüyorum. Sağ el kullanmakla ilgili yargıları, methiyeleri ve iddiaları, hele din temelli olanları sahiden akıl ve sağduyu dışı (solduyu olmuyor değil mi?) buluyorum. Yukarıdaki karelerde, çocuklara yönelik pedagojik bir anlatım var. Peki bu nasıl bir pedagoji? Neden sağ el örneği seçilmiş? Dağıstan Çetinkaya solak olsaydı bu kareleri çizer miydi? veya çocuklara çizerken, onlara bir şey anlatırken solak olanları hesap etmesi gerekmiyor muydu? İyi bir insan olmak için kendimizi başkasının yerine koyarak düşünmemiz şart değil mi?... Bize böyle öğrettiler...
Cumartesi, Haziran 11, 2011
Cuma, Haziran 10, 2011
Manastırdaki Şeytan

The Convent of Hell, erotik bir çizgi roman. Rahibelerin bulunduğu bir manastırda şeytani bir erkek yaratığın ortaya çıkmasıyla gelişen bir hikâye anlatılıyor. 1965 doğumlu Arjantinli Ignacio Noe’nin çarpıcı çizgileri, hikâyenin erotik gerilimini hakkını vererek yansıtıyor. Noe, Amerika’da erotik çalışmalarıyla (Doctor! I'm Too Big!, Ship of Fools, The Piano Tuner vd) oldukça başarılı bir çıkış yakalamış bir çizer. İlginçtir, Türkiye’de Miço Çocuk dergisinde işleri yayınlanmıştı. Çoğunluğu sekiz sayfa olan bölümlerden oluşuyor The Convent of Hell. Daha önce süreli bir dergide yayınlandığı anlaşılıyor. Hayvan ile insan arası şeytani yaratığın tüm manastırı etkisi altına alması, manastıra gelenlerin (cinsel ilişkiyle gelişen) ölümleri, Vatikan’ın Manastırdaki Şeytan ile mücadelesi, anlatılan bölümlerin içeriğini oluşturuyor. Ciddiyetle anlatılan ama anlatılan şeyin kendisi komik olan bölümleri var hikâyenin. Şeytani yaratıkla istekle sevişerek manastırdan kaçmayı başaran genç kadının arkasından Vatikanlı din adamları “gerçek bir azize” diye konuşuyorlar. Manastıra müdahale etmek üzere gönderilen askeri kuvvetin erkeklik organları kutsanmış suyla yıkanıyor vs… The Convent of Hell için erotik bir hikâye demeyi tercih ettik, Türkçe’de yayınlanma imkânı olmayan, bir çok ülkede pornografik sayılacak çalışmanın estetik duruşu, çizgi romanın bütününde kendini hissettiren artistik hassasiyet, bu tercihimizde etkili oldu.
Çarşamba, Haziran 08, 2011
Kopya


Salı, Haziran 07, 2011
Harakiri-Muzır Meselesi

Benim ilgimi çeken tam seçim arifesinde bu meselenin gündeme denk gelmesi. Bir tesadüf de olabilir. Seçim arifeleri genellikle yumuşama dönemleridir, pek çok karar seçim sonrasına ertelenir. Kaldı ki yaşadığımız çağda, partilerin kendi seçmen tabanlarından ziyade rekabet ettikleri partilerin tabanlarından oy almaya-seçmen çekmeye çalıştığını biliyoruz. Yasaklama ya da müstehcenlikle ilgili müdahalelerin seçim öncesinde kime yaradığını düşünmek gerekiyor. Yani bırakın kararın saçmalığını sağduyudan yoksun bir cevvallik gibi geliyor bana.
Müstehcenlik meselesini sahiden ve uzun uzadıya tartışmalıyız. Müstehcenliği belirleyen kriterleri aleniyet ilkesi gereği açıklasalar keşke… Kurulda akademisyenler de var çünkü…
Harakiri hakkında ayrıca bkz
Pazartesi, Haziran 06, 2011
Pazar, Haziran 05, 2011
Cumartesi, Haziran 04, 2011
Cuma, Haziran 03, 2011
Keloğlan ve Ayı Masalı: İlk Resimli Roman (!)
Perşembe, Haziran 02, 2011
Seyrüsefer Defteri 11

Kaydol:
Kayıtlar (Atom)