Pazartesi, Şubat 01, 2010

İlk Okudukları Polisiye

Avantür edebiyatının iştahla tüketildiği bir evde büyüdüm. Serüven romanlarından, best seller yazarlarından uzun uzadıya bahsedildiği, filmlerin önemli vakitler ayrılarak izlendiği bir evdi bu. Babam, yetmiş yaşını yeni devirdi, günde en az iki film izlemeyi, aralıklarla da olsa tarihi romanlar okumayı halen sürdürüyor. Böyle bir evde çocuk olunca lanetlenmiş türlerle ister istemez hısım akraba oluyorsunuz.

İlk okuduğum polisiye, “Şarlok Holmes”ti. Hadise Yayınlarından çıkmış, 1960 öncesinden bir kitaptı galiba. İtiraf etmeliyim ki karıştırıyor olabilirim. Çizgi romanlar, filmler, saklanmış gazeteler, dergiler, kupürler, tefrikalar, eve girip çıkan kitapların dolaşımı küçük bir çocuk için hayli yoğundu.
Örneğin Başak Yayınevinden çıkmış kitapların hayal dünyamı ziyadesiyle etkilediğini hatırlıyorum. Belki onları daha önce okumuşumdur. İlkokuldayken bir arkadaşım Baskan Yayınlarının kitaplarının dünyanın en iyi kitapları olduğunu söylemişti, üstelik Amcası bunların hepsine sahipti; sadece o da değil, çıkan her çizgi roman, her çocuk dergisi ve sayamayacağı kadar çok heyecanlı romanı olan amcasının tam tamına yüz bin kitabı vardı. “Amma atmıştı canım”, eve gidip kitaplarımızı saymıştım. O amcanın hiç görmediğim kütüphanesi sayısız kez girdi rüyalarıma. Dayanamayıp, merakla, Halk Kütüphanesinden Baskan Yayınları kitapları almıştım. Şişedeki Mesaj, Limandaki Yabancı… Ne heyecan verici isimlerdi. Nostalji payını hesap etmiyor değilim ama “hepsi harikaydı, baş döndürücüydü” demesem haksızlık etmiş sayarım kendimi.
Çocukluğumda günde bir kitap devirdiğim dönemler olmuştur, hemen hepsi Baskan Yayınlarının kitaplarıyla geçmiştir. Gerçekten sıkı polisiyeler vardı içlerinde.
[cinairoman sitesinin İlk Okudukları Polisiye anketine verdiğim yanıt]
link

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails