Perşembe, Kasım 10, 2016

Üretirseniz...



-Bize biraz çizgi romanın Türkiye'ye girişini, zaman içinde nasıl aşamalardan geçtiğini nasıl bir kitleyle karşılaştığını anlatır mısınız?

Türkiye’de çizgi roman, gazete ve dergi yayımcılığıyla bir arada gelişen, yerli üretim olarak yoğunlaşmasını 1950’li yıllardan itibaren gerçekleştiren bir tür. Önce çocuklara hitap ediyor ama özellikle yerli çizgi roman, yetişkinlere yönelik bir içerikle varoluyor. Gırgır ve sonrasındaysa underground niteliğini pekiştiriyor. Bizim çizgi romanımızın en temel özelliği bu; çocuklar için düşünülmüş ve popülerlik kazanmış üretimimiz yok gibidir.

-Çizgi romanın gelişimi dünden bugüne nasıl dönemlerden geçti, kısaca anlatır mısınız?

Bizde çocuk dergileriyle başladı gazetelerde çoğaldı, sonra mizah dergileriyle devam etti. Telif neredeyse üretim de o mecraya göre biçimlenir. Yerli çizgi romandan söz ediyorum, yoksa yabancı kaynaklı dergi-kitap-albümle ilgili bir pazar var, o başka bir mesele, onu yayıncılarla konuşmalısınız.

- Türkiye'de çizgi romanın popülerliği, bir çizgi roman üreticisi olarak sizce nasıl?

Neyle kıyasladığımızla ilgili ama bu. Bence ne çok kötü ne de iyi… Kendi devranında dönüyor. Türkiye’de bir yazarın telifle geçinmesi, sadece yazarak hayatını sürdürebilmesi çok zordur. Benzer bir sorun çizerler için de geçerli. Popüler çizerler, popüler çizgi romancılar var, eskiden çok satan ve doğal olarak çok popüler olan mecralar vardı, şimdi yok, eskisi gibi yok. O yüzden daha çok çalışmak gerekiyor.


-Aslında bir diğer merak ettiğim basım ve yayım kısmında hiç sorun yaşadınız mı?

Sorun her zaman olur, önemli olan sorun çıkacağını bilerek iyimser kalmak ve bunun üstesinden gelmeye çalışmak. 1985’ten beri bu işin bir biçimde içindeyim, neyle ve nasıl bir okurla karşılaşacağımı bildiğimi düşünüyorum.

-Çizgi romanı gözlemlediğimiz kadarıyla neden daha çok erkekler okuyor?

Erkek hikâyeleri anlatılıyor da ondan. Genç kadınların manga okumasının, kadınların grafik roman okumasının cevabı da burada gizli.

-Hayata geçirmek istediğiniz yeni projeleriniz var mı?

Elbette var, çalışıyorum. Üç ayrı dergide üç ayrı çizgi romana senaryo yazıyorum, bunun dışında iki ayrı albüm çalışmasını sürdürüyorum.

-Sizce çizgi roman Türkiye'de hak ettiği değeri görüyor mu?

Eskiden, yirmi beş yıl önce filan, çizgi romanın küçümsenmesine üzülür, itibarını, sanatsal niteliğini göstermeye çalışırdım, gençtim. Şimdi, okurun iyi hikâyesi olan her şeyle ilgilendiğini biliyorum, işime gücüme bakıyorum. Üretirseniz, iyi hikâyeler anlatırsanız, değer ve itibar da görürsünüz. 

[Soruları, yazacağı bir ödev için Begüm Başarır isimli bir öğrenci sordu.]

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails