Cuma, Ağustos 03, 2012

Seyrüsefer Defteri 25


+ Nihayet kendim için birşey okudum, o da incecik Hoşgör Köftecisi, öyküler değil ama konuşan Orhan Veli güzel (31 Temmuz). + The Raven, Poe'nun muammalı ölümünün arifesini anlatıyor. Bir seri katil hikayesi, Poe kimi sahnelerde iyi kullanılmış,geneli kötü değil (30 Temmuz). + Dr. Seuss the Lorax, teknik olarak çok başarılı bir animasyon ama hikaye, aşk hikayesi ve kahraman dağılıp gitmiş (29 Temmuz). + Tuna'yla Max 2'ye gittik, ilkinden daha iyiydi, teknik olarak ortalamanın altında bir animasyon. 7+ esprisi yok, bu da senaryo zaafı (28 Temmuz). + Hysteria, iyimser bir film, komik değil mutlu film. Cinselliğin kıyısında durmayı seçmiş, Rupert Everett'i beğendim, karton ve küçük bir rolü olmasına rağmen bir tat vermiş (27 Temmuz). + Sanjuro, klasik, ilham verici entrika, arada seyretmeli (26 Temmuz). + Le Samourai, döneminin teknoloji filmi, kötüler polise yenilir sansürüyle yürüyor, gang-opera (25 Temmuz). + İstanbul seyahati, acil toplantı (24 Temmuz). + Black Gold, klişe-oryantal serüven (23 Temmuz). + Sacco'nun Gazze'nin Dipnotları'nı okudum, hakkında bir şeyler yazacağım (22 Temmuz). + Cleanskin, aralıklarla tempolu güzel aksiyon var ama ana hikaye nereye gideceğine karar verememiş, entrikayı heder etmişler (21 Temmuz). + The Hunter, izliyorsun ama kim kime niye ne yapmış, yapıyor anlaşılmıyor? Niye öldürüyorlar, bu Avcı sahiden neci? Hangi ara öldü o aile vs...(20 Temmuz). + H arakiri'de En Kahraman Rıdvan'ın yeni hikâyesini mi okudum, eskilerden birini mi anlayamadım. Bu muhtemelen iyi bir şey ama buna da emin olamadım (19 Temmuz). + LManyak 200 özel sayıda ilk kadroya itibar göstererek doğrusu yapılmış, bunu 100.sayıda yapsalar daha iyi olurdu, geç de olsa güzel olmuş (18 Temmuz). + Adem'in Kekliği ve Chopin-Mustafa Çiftçi, -dindar taşralı dünyası. Ankara heyulası, Yozgatlılar, sıkıntılar, yazarını dikkatle izleyeceğim (15 Temmuz). + Cunda Adası tatili (13 -20 Temmuz). + Being Flynn'ı beğendim, kuşak çatışmalı otobiyografik hikâyeleri seviyorum, De Niro klişesinin bir parça dışına çıkmış, filmi götürmüş (12 Temmuz). + Çıngıraklı Top, iyi niyetinden şüphe duymuyorum ama nitelik olarak seksenli yıllar sinemasında kalmış (11 Temmuz). + Superbad, bir başka erkek kardeşliği komedisi. Çok başarılı ve kıkırdatan sahnelere sahip. İyi bir ergen filmi, iyimser (10 Temmuz). + The Dilemma, erkek kardeşliği komedisi, iyi oyuncular ve iyi sahneler var ama temposu düşük. Ron Howard adına hatırlanmayacak bir iş (9 Temmuz). + Dirty Girl, vasat. Yeni usül kuşak çatışması filmi diyelim. Ergenlerden biri gay olmasa izlenir bir hikaye de kalmayacak (8 Temmuz) . + Okko 3-Hava Devri, özellikle ilk albüm çok başarılı, üleen kahraman gitti, heder oldu dedirtiyor, ilginç bir hikâye oluyor (7 Temmuz). + Büyülü Rüzgar 116-117, güzel hikaye ama yine sıkışık, 116'da olanlar 117'de berhava oluyor. Mesela nerde şimdi şu güzel Kızılderili kız? (6 Temmuz). + İstanbul yolculuğu, yayın kurulu toplantısı (5-6 Temmuz). + Midnight in Paris, ertelediğim bir filmdi, , Kahire'yi hatırlattı, onun gerisinde ama rahat, her bakımdan iyimser bir film (4 Temmuz). + Catch 44, karakterler derinleşmiyor, kim ne niye çok da anlaşılmıyor, Tarantino diyalogları, video klip estetiği ve dan dan atılan silahlar (3 Temmuz). + Death of a Superhero, bu kadar dram bana haram (2 Temmuz). + Bir Ses Böler Geceyi, efektler iyi değil, gece sahneleri seyri zorlaştırmış, belki başka oyuncular olmalıydı. Çok sadakat gösterilmiş romana. (1 Temmuz).

1 yorum:

Hayal Kahvem dedi ki...

Aaa! Hoşgör Köftecisi mi? Ömrümde duymamıştım. Ne hoş! Bulmalıyım. Teşekkür ederim Levent Hocam, gene Derin Hakikatler'den, sayenizde nasiplendim:)

Related Posts with Thumbnails