Galiba şu yüzden, kitap, 1977 yılında Sydney Pollack tarafından Boby Deerfield ismiyle sinemaya uyarlandı ve romandaki Clerfayt'ı (Deerfield olmuştu) Al Pacino oynamıştı...Belki diyorum o sebeple, biraz da meraktan, kitabı yeniden keşfetmek, "modern" görünmek istemişler.
Bunlar yorum tabii...
Remarque (Remark) bugün hatırlanmıyor ama Türkiye'de uzun yıllar bilinen ve çok satan bir yazardı. Bizim evde, babama ait Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok, İnsanları Seveceksin, Üç Arkadaş gibi romanları vardı, defalarca karıştırmış, uzun uzun incelemişimdir.
Romanları bilmeden önce Garp Cephesinde Yeni bir Şey Yok'un filmini seyrettiğimi, çok ama çok etkilendiğimi hatırlıyorum. Öğrencilerini ölmeye ve öldürmeye teşvik eden öğretmen karakterini ve onun sahnelerini halen unutamam... hayatım boyunca fikren etkilendiğim ve o yaşlarda çok da anlamlandıramadığım politik filmlerdendi.
Güçlü bir savaş karşıtıydı Remark, ilk büyük savaştan sonra popülerlik kazanmış, faşizme karşı oluşuyla hedefe dönüşmüş, Almanya'dan kaçmak zorunda kalmıştı. Öyle ki, Naziler meydanlarda kitaplarını yakmıştı... Sanıyorum, kız kardeşi, ülkesini terk etmemiş ve muhalif düşünceleri nedeniyle idam edilmişti.
Yetmişli yıllar için Remark bizim muhalif evrenimizde "eskimişti". Hasmımız 6.Filo, CIA ve Amerika'ydı. O bahisler bize daha taze ve etkileyici geliyordu.
İki kartpostal güzelimizin Hayat Köprüsü'nü, hele o yıllarda, okudularsa eğer, bir aşk romanı gibi okuduklarını sanıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder