Salı, Mayıs 27, 2014

Her Devrin Adamı


Bugün 27 Mayıs. Cumhuriyet tarihinin en çok tartışılan askeri darbesinin yıldönümü. 1980 yılında kadar bayram olarak kutlanan bir gündü. Darbelere alışkın bir toplum olduğumuz, öyle ya da böyle normalleştirdiğimiz aşikar. 27 Mayıs bunun ilk örneği,  o yıllarda ihtilal diyorlardı, sonradan devrim diyenler de oldu. 12 Eylül'de niye devrim demememiz gerektiğini derslerde anlattılar filan, uzun hikayeler.

Darbe olunca, alkışlayanımız da çoktur (yoksa şöyle mi demeliydim, alkışlamayanımız azdır). Akbaba da 27 Mayıs olunca, askerler yönetime el koyunca, hemen kapağı yapıştırıyor, baskı yüzünden yayınlayamadığı karikatürleri kapağa taşıyor. Oysa, çok değil, bir yıl içinde Yusuf Ziya'nın, Demokrat Parti'yi desteklemek için örtülü ödenekten paralar aldığı, noterden imzalar verdiği filan ortaya çıkıyor, mahkemesi oluyor.

Düne kadar desteklediğin Menderes'i bir günde alaşağı ediyorsun...


Bu da Gırgır'ın 12 Eylül'den sonraki, darbeyi yorumlayan ilk kapağı, 21 Eylül 1980. Demirel resmi iniyor, yerine Evren'in resmi konuyor. Yerde, örümcek bağladığına göre, çook önceden indirilmiş bir Ecevit resmini de görüyoruz. O da konmak zorunda, malum dönem, ne sağcıyız ne solcu zamanları. Duvar takvimi, 13 Eylül'ü gösteriyor.

Handiyse, Yusuf Ziya'yı ve benzerlerini hicveden bir kapak diyelim.

Geçerken değineyim, bu "Her Devrin Adamı" eleştirisine özellikle darbelerde başvurulur. İktidar veya yaşanan değişim değil de iktidar odağının çevresinde toplaşanlar suçlanır. Yozlaşma ve kirlenmenin asıl sorumluları her devirde gemisini yürütmesini bilenlerdir vs vs Ne yapıp edip, yeni ve dürüst insanlar bulunmalıdır... Şah iyidir de Vezir kötüdür, Turgut Özal iyiydi ama çevresi kötüydü gibi... O büyük liderin etrafını dalkavuklar sarmıştı vs vs

Severiz biz bu mantığı...Aktüele gönderme yapmadan söylüyorum, siyasetimiz ve siyasetçilerimiz, "çok yaşa padişahım" diyerek varolurlar, cumhuriyet bu zihniyeti değiştirebilmiş değildir.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails