Perşembe, Mart 14, 2019

Diziler, dijital platformlar ve televizyon



Mesele, popüler kültürün işleyişiyle ilgili, siyasi otorite, popüler olan her mecrayı kendi istediği biçimde kontrolünde tutmak ister. Yasal düzenlemeler getirir ve bunu normalleştirir. Televizyon, bu kontrol arzusu ve baskısıyla, her hikayeyi anlatamayan bir yayın mecrası oldu. Buna yaşlanmasını da katalım. Yaşlı bir seyirciye hitap eden muhafazakar klişelerle dolu televizyon. Reyting ölçümleri yapılıyor ama o panel, o seyirci grubu kimlerden oluşuyor, biliyor muyuz? İnternet daha yeni ve televizyona göre kontrolü zor bir mecra. Orada televizyondan farklı hikayeler kendine yer bulup, yaygınlaşıyor. Son çeyrek yüzyılın en popüler dizileri televizyondan değil sansürün daha gevşek olduğu para ödeyerek izlenen kanallarda, dijital mecralarda üretildiler. Öyle yoğun ilgi oluşturuyorlar ki Hollywood’u bile silkeliyorlar. Türkiye bu konuda işin başında ama dijital yayıncılık dünyada olduğu gibi bizde de büyüyerek evrilecek ve televizyonu günbegün küçültecek. Reklam payları da, sosyal ilgileri de bunu gösteriyor. Dijital hikayeler, televizyonu ebeveynlerine bırakmış, her şeyi internetten izleyen bir kuşağın ilgisini çekiyor. Daha özgür, daha gerçekçi, daha tempolu ve yeni geliyorlar. Daha uzun dönem gündemde kalıyor ve globalleşebiliyorlar. (…) Dizilerimizin Türkiye’ye özgü külfetli bir farklılığı var, televizyonda her hafta iki buçuk saat süren bir içerikle üretiliyorlar. Dijital hikayeler ise her bölümü bir saati geçmeyen, sekiz on bölümlük başı sonu belli olan bir içerikle daha baştan farklılaşıyorlar. Bozkır, anlattığı hikaye nedeniyle televizyonda yayımlanamazdı. Türü nedeniyle bile daha en baştan tercih edilmezdi. Bunca yıl içinde popüler olmuş, hemen akla gelen on tane polisiye var mı mesela... Diziler, daha çok kadın seyirciye yönelik melodramlarla ilerliyor. Aşk, serüvenden çok daha fazla önemseniyor. Televizyonun getirdiği bir alışkanlık var. (…) Bir baskı yok denemez, haftalık reyting kavgası kadar olmasa da izlenmeniz, yeni abone getirmeniz gerekiyor. Örneğin ilk bölümü izleyenlerin yüzde kaçı son bölümü izlemiş çok önemli. Dizinin konuşurluğu, getirdiği itibar yine önemli. Yurt dışına satılması ayrıca bir avantaj ve imkan. Satılması bekleniyor. Televizyona ve dijitale iş üreten biri olarak başı sonu belli bir hikaye anlatmak, hikayemi tamamlayabilmek benim için önemli. Televizyonda değil dijitalde üretmek istiyorum sonucu çıkıyor buradan da... (…) RTÜK’ün varoluş nedeni bu. Bir polis dünyaya nasıl suç ekseninde bakmak zorundaysa bu tür denetleme kuralları da kontrolcü olarak bakarlar izlediklerine. (…) Yaratıyorlar da zaten. Televizyon dijital hikayelere yakınlaşan hikayeler üretmek zorunda kalacak. Dünyanın her yerinden içerik satın alan Netflix de bir standart yaratacak... Benzeşme ve globalleşme yaşanacak...

Söyleşi sorularını Journo'dan Emel Altay sordu, cevapladım.
link

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails