Sosyal medyada herkesin uzlaştığı meselelerde "çıkıntılık" yapmak, bile isteye aykırı ve tahrik edici bir şeyler paylaşmak anlamında bir şey bu... Rage bait yapan, linçleneceğini bilerek bu yola giriyor, etkileşim almak için bunu yapıyor veya...Şöhret olmak, para kazanmak için şu bu...
Özel televizyonlar yaygınlaşırken, geçmişte TRT eliyle oluşturulmuş, televizyonda kimlerin görünebileceğine dair bir seçim-kıstas varsa, o baştan ayağa değişmiş, kontrolden çıkmıştı... Hemen her gün karşılarına çıkan meczuplara toplum çok şaşırıyordu.
"Tuhaf ve daha da tuhaf" yemlemesini o günlerde anlamıyor, aktüel siyaseti suçlamayı tercih ediyorduk, 12 Eylül'ü ve Özal'ı eleştirmek daha kolaydı. Medya çalışmalarında, hele o yıllarda, genç bir akademsiyen olarak en azından ben bu groteskleşmeyi şöyle tartışıyordum, dünyanın her yerinde meczuplar olur, önemli olan o meczubun söyledikleri değil o meczubu ciddiye alan ve bilerek konuşturanların seçimleri ve yapıp ettikleridir falan filan. Malum, bu tartışma gazetecilik etiğinin bir parçasıydı, ne ki, profesyonel gazetecilik etiği fazlasıyla Amerikanvariydi ve bir yere varmıyordu. Herkesin kolayına gelmişti o ayrı...
Popüler kültür tartışmalarında bir düzeltme arzusu ve iştahlı bir hayıflanma damarı vardır. Yapmayalım etmeyelim tadında askerin kıyafet yönetmeliği gibi bir şeydir aslında... Gerçek hayat nasıl askeriyeden farklıysa bu da ele avuca sığmaz tutamayacağınız, kontrol edemeyeceğiniz başka bir bağlamdır çünkü...
Bir şey popülerleşiyorsa ya da tuhaflığına rağmen normalleşiyorsa, ve o, bir duygu ve tepki olarak çoğalıyorsa onu suçlamanın, ah vah etmenin pek de bir anlamı yoktur...Yapanlar yapıyor zaten, ben nafile buluyorum...
İnsanlar neden rage bait yapmak istiyorlar, neden el yükseltiyor, öfke gösterisine rağbet ediyorlar, etkileşim kasmayı neden bu kadar önemsiyorlar sorusunu düşünmek bana toplumu, modayı ve şimdiki zamanı anlamak adına çok daha önemliymiş gibi geliyor. Para için yapıyorlar demek bizi rahatlatıyor olabilir, ne var ki, eksik bir yorum olur.
1 yorum:
Yorum Gönder