Perşembe, Ekim 09, 2025

Derken 83'te

Çok sevdiğim bir kapak bu. Popüler bir mizah dergisinin güncel siyasete takılıp kalmayan, zamana ve memleketin kamusallığına dair derin bir yorum taşıyan nadir örneklerinden. Çizgili mizahın rağbet gören bir espri klişesini temel alıyor ama orada durmuyor; seks işçilerinin müşterileriyle kurduğu yalan-dolan iç dökmeyi, sosyolojik bir tahlile dönüştürüyor. O yüzden mizah dergilerinden söz açıldığında hep bu kapağı hatırlatırım.

Son zamanlarda sevdiğim mizah dergisi kapaklarını yapay zekâyla yeniden üretmeye başladım. Başta eğlencesine yapıyordum ama klişeyi ve ortalamayı nasıl yorumladığını görmek, giderek daha ilginç hale geldi. Elbette Latif Demirci kapağını da denedim.

Bilmeyenler için not düşeyim: Yapay zekâ programları, çıplaklık içeren işleri teknik olarak üretmezler. Sanatsal niyetinizi anlatıp sabırla uğraşırsanız, sonunda bir şeyler çıkarırlar ama insanı hayattan bezdirerek bunu yapıyorlar. Dolayısıyla Demirci’nin kadın karakterini çizdirmek epey uğraştırdı.

Latif abinin çizgisi genellikle “komik” diye anılır - yanlış da değil ama onu asıl benzersiz kılan, çizgilerindeki melankolidir. Yoksulluğu, sakaleti, hayata tutunmaya çalışan küçük insanları anlatırken yüzeyin altındaki o kırılgan duyguyu maharetle taşır çünkü.

Yapay zekâya bunu anlatmaya çalıştım, o da aşağıdaki yorumu üretti. Kıyaslamayı görmenizi istedim: biri iyi, diğeri kötü değil - aynı sahneye bakmanın iki farklı biçimi. Demirci’nin kapağında geride, hafifçe sezilen bir “karanlık” vardı. Yapay zekânın versiyonunda o karanlık artık saklanmıyor, doğrudan yüzeye çıkmış.

Görünenden fazlası, tam da orada. Biri göz kırpıyordu, diğeri bakıyor…Biri çoğunluk değerlerini sarsmadan yaşayan popüler bir dergide üretildi, diğeri sadece benim için… Zaman değil, temsil araçları da değişti…


Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails