Pazar, Eylül 14, 2025

Bambaşka bi Türkiye

Bazı yazarların, örneğin Orhan Pamuk, Oğuz Atay, Tanpınar veya Dostoyevski’nin satışları yüksektir. Kitap fuarlarında rastlarsınız: Tanpınar’ın ciltleri masaya dizilir, Orhan Pamuk konuşulur, Oğuz Atay için romantik bir ah edilir, Dostoyevski’nin eserleriyle selfie çekilir. Ve hiç şaşmaz, mutlaka birileri kulağınıza fısıldar: “Satın alıyorlar ama okumuyorlar. Keşke okusalar

El artıranlar bile çıkar: “Bir düşünün, yüz bin kişi Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar’ını, Pamuk’un Kara Kitap’ını, Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nü ya da Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’sını sahiden okusaydı… Bambaşka bir Türkiye’de yaşardık.”

Ben tersini düşünüyorum. Hayır, değişmezdi. Bir milyon kişi o kitapları okumuş olsaydı, sadece bir milyon kişi okumuş olurdu, hepsi bu. Türkiye yine aynı ülke olurdu. İsterseniz bu romanları ders kitabı yapın, sonuç yine değişmez.

Bu iddiayı tabii ki o kitapları okuyanlar dillendiriyor. Bir tür narsistik şişinme söz konusu burada. İnsan, kendi emeğini abartmaya bayılır. “Ben bu romanı okudum, sen okuyamadın; o yüzden benden geridesin” demek, gizli bir üstünlük duygusu verir. Bir tür edebiyat kulübü üyeliği gibidir: içeri girmek için “okumuş olmak” şarttır. Hatta bazen okumak yetmez; “doğru şekilde” okumuş olmak gerekir.

İnsanlar, malum, kendileri dışında herkesi "cahil" buluyorlar, üstelik eğitim sistemimiz de eksiklik fikri üzerine kurulu. Hep birilerini “yetiştirme”, “tamamlama”, “aydınlatma” çabasıyla okuyoruz… Bu yüzden okuryazar kesimin bu romantik düşünceyi sorgulamaması şaşırtıcı değil. Çünkü o iddia onların gururunu okşuyor; başka türlü bir hayat bilmedikleri için de aşkla benimsiyorlar, en azından saçma bulup eleştirmiyorlar.

Edebiyat elbette insanı etkileyebilir, ama toplumları dönüştüremez. Bir ülke romanlarla değil, hatalarıyla ve seçimleriyle değişir. Yine de o kitapları okumak güzeldir; kendimizi ve okuduklarımızı bu kadar fazla ciddiye almayalım yeter. Üstelik burayı kıkırdayarak yazıyorum, belki de asıl okunması gerekenler, kimsenin elini sürmediği, unutulmuş tozlu kitaplar arasında yatıyor olabilir.

1 yorum:

Aziz dedi ki...

Yorum değişik olmuş Mösyüü

Related Posts with Thumbnails