![]() |
Popüler bir figür, özellikle öldükten sonra, herkesin kendi
kıblesine göre eğip bükebildiği bir şeye dönüşür. Fil misali, neresinden
tutulursa oradan tarif edilir. O figürü sabitlediklerini sananlar da kavgaya
tutuşup birbirine girerler.
Tartışmaların boş olduğunu söylemiyorum. Sadece,
tartışmanın bağlamını popüler kültürün belirlediğini söylüyorum. Çünkü popüler olan
şey, ancak herkesin anlayabileceği ölçüde basitleştiği için popülerleşebilir.
Ne yazdıkları, ne de çizdikleri okunur; önemli olan şayiadır, auradır, onun etrafında
üretilen edebiyattır. Kahramandır, sanatçıdır, siyasetçidir, hakkı yenmiştir, şudur
budur… Gerisi mühim değildir.
Yüzlerce farklı Deniz Gezmiş, onlarca Nazım Hikmet,
binlerce Atatürk yorumu olması, hiçbirinin tek başına doğru ya da yanlış
olduğunu göstermez. Zamanın ruhu, cevap veremeyecek bir ölüyü alır, yukarı ya
da aşağı çeker, dönüştürür, aktüelin içine yamayıp istediği biçimde kullanır.
Günü yaşayanlar, siyasetin içindekiler, popüler ölülere muhtaçtır.
Onlarla meşrulaşır, onlarla yaygınlaşırlar. O ölü, sevenleri için iyi, samimi,
Müslüman ve Türk’tür; sevmeyenleri için vatan haini, gâvur, enteldir vs vs
Üzerinde uzlaşabileceğimiz tek şey varsa o da gerçeğin
çokluğudur. Popüler kültürün içinde popüler olanı tek ve sabit kılmaya
çalışmak, imkânsızı sabitlemiş gibi münakaşa etmek sadece zaman kaybı değil,
aynı zamanda dayanılmaz ölçüde sıkıcıdır.
![]() |


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder